– sıfat, eskimiş, hukuk. Kısıtlı ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
mahcuz
hacizli. ...
mahcuz olmak
haczedilmek ...
mahdud
sınırlı, kasıtlı. ...
mahdum
oğul. ...
mahdut
– sıfat, eskimiş. Çevrilmiş, sınırlanmış.
– sıfat, eskimiş, mecaz. Dar, basit ...
mahe
matkap. ...
mahfaza
kutu, kap. ...
mahfazalı
– sıfat. Mahfazası olan
– Korunan, mahfuz ...
mahfe
– eskimiş. Deve, fil vb. hayvanların sırtına konulan, üzerine oturmaya yarayan sepet ...
MAHFER
(Fars.) Ka. – Ay aydınlığı, ay ışığı. ...
mahfi
gizli. ...
mahfil
– Toplantı yeri
– Toplanmış kimseler.
– din b. Camilerde parmaklıkla ayrılmış yüksek yer.
– (Mimarlık) Camilerde müezzinlere ve padişahlara ayrılmış yüksekçe bölüm. ...
mahfiyyen
gizlice. ...
mahfuz
korunmuş, saklanmış. ...
mahfuzen
– zarf. Gözaltında olarak ...
mahi
balık. ...
MAHiN
(Ar.) – (bkz. Hz. Peygamberin isimleri). ...
MAHiNEV
(Fars.) Ka. – Yeni ay, ayça, hilal. ...
MAHiNUR
(Fars.) Ka. 1. Ayın nuru, ışığı. 2. Ay yüzlü güzel. ...
Mahir
– Becerikli, yetenekli, maharetli
– Uzman, işini iyi bilen, usta
– Hünerli, becerikli, elinden iş gelen kimse. ...
mahirane
– sıfat. Becerikli ...
MAHiRE
(Ar.) Ka. – (bkz. Mahir). ...
mahirlik
– Mahir olma durumu ...
mahitap
– mehtap ...