yaratık. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
mahluk-i asil
Asıl yaratık ...
mahlukat
– Yaratıklar ...
mahlul
– Eriyik, erimiş.
– Hallolmuş, çözülmüş, dağılmış.
– Mirasçısı olmayan bir kimseden hükumete kalan (mülk). ...
mahlut
– sf. esk. Katışık.
– kim. Karışım ...
mahmud
1.övülmüş. 2.hamd edilmiş. ...
MAHMUDE
(Ar.) Ka. – Bingör otu, sakmunya. ...
mahmul
– db. ve man. Yüklem.
– sf. Yükletilmiş.
– sf. esk. Yüklü, dolu ...
mahmur
uykulu, baygın. ...
mahmur bakış
– Yumuşak, süzgün bakış ...
MAHMURE
(Ar.) Ka. -(bkz. Mahmur). ...
mahmurluk
– İçki içmiş bir kimsenin duyduğu baş ağrısı ve sersemlik, ayıltı
– Uykudan sonra duyulan ağırlık ve sersemlik ...
mahmuz
– Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça
– Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki ...
mahmuzlanmak
– (nsz) Mahmuzlama işine konu olmak veya mahmuzlama işi yapılmak ...
mahpare
– Mehpare
– Pek güzel kimse.
– Ay parçası. ...
MAHPERi
(Fars.) Ka. – Ay gibi peri kadar güzel. ...
MAHPERVER
(Fars.) Ka. – Mehtap. ...
MAHPEYKER
(Fars.) Ka. 1. Yüzü ay gibi parlak, güzel, nurlu. 2. Kösem Sultanın adı. ...
mahpus
– sf. Kapatılmış, hapsedilmiş (kimse).
– Bir çeşit tavla oyunu.
– hlk. Hapishane ...
mahpushane
– Cezaevi ...
mahpusluk
– Mahpus olma durumu
– Mahpus olma süresi. ...
MAHRA
(Ar.) Ka. 1. Elverişli, uygun şey. 2. Değerli kimse. ...
mahrama
– eskimiş. Bazı bölgelerde kadınların sokağa çıkarken manto üstüne örtündükleri işlemeli geniş örtü, makrama. ...
mahrec
çıkış yeri. ...
mahreç
– esk. Çıkış yeri, çıkak.
– db. Boğumlanma noktası.
– mat. Payda. ...