– Masal anlatan, yazan veya okuyan kimse.
– mecaz. Yalan uyduran, hayalî şeyler anlatan kimse.
– meselgu, meselhan, meselnüvis
– Masal söyleyen, okuyan ya da yazan kişi. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
maşalı
– sıfat. Maşası olan
– sıfat. Maşa ile kıvrılmış (saç). ...
maşalık
– Başkasının pek de hoş olmayan, sakıncalı isteklerine, amaçlarına alet olma durumu.
– sıfat. Aşırı hırçınlık, yaramazlık yüzünden dayak yemeye aday (çocuk). ...
maşallah
– ünlem. “Ne güzel, Allah nazardan saklasın” anlamlarında beğenme duyguları bildiren bir söz
– Umulmadık durumlar karşısında şaşkınlık ve sitem belirtmek için söylenen bir söz ...
masallarda adı geçen dağ
– Kaf ...
masara
– eskimiş. Küçük, dar yer veya hücre ...
masari
dizeler, mısralar. ...
masarif
harcamalar. ...
masarika
– anatomi. Bağırsakları tutan karın iç zarı ...
Masat
– Bıçak bilemeye yarayan çelikten, çubuk biçiminde araç
– Bıçak vb. kesici araçları bilemekte kullanılan kayış ya da hileyi taşı.
– Bağ çubuğu budandıktan sonra kütükte kalan parça. ...
maşatlık
– Müslüman olmayanların, özellikle Yahudilerin mezarlığı ...
masaüstü
– bilişim. Bilgisayar açıldığında klasör, program vb. simgeler ile genel görüntülerin yer aldığı çalışma ortamı. ...
masaüstü yayıncılık
– Kitap, dergi vb. yayınları bilgisayar ortamında baskıya hazırlama işi. ...
masdar
1.çıkış yeri, kaynak. 2.masdar. ...
maşe
maşa. ...
masebak
geçen, geçmiş. ...
maşer
toplum. ...
maşeri
– sıfat, eskimiş. Topluluğa ait olan, toplumu ilgilendiren.
– sıfat, eskimiş, toplum bilimi. Toplumsal ...
mashara
soytarı. ...
maşi
yürüyen. ...
masif
– sıfat. Som
– Ağır, çok fazla, bol.
– Fransızca. massif ...
masiko
– kimya. Rengi kırmızı ile sarı arasında değişen, doğal kurşun oksit (PbO). ...
masiva
1.Tanrının dışındaki varlıklar. 2.dünyaya özgü her şey. ...
maşiyen
yürüyerek. ...
masiyet
1.günah. 2.isyan. ...