– Belirgin durum göstermek
– Ayaklanmak, isyan etmek, karşı gelmek. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
Baş koymak (bir şeye)
Bir ülkü, amaç uğruna ölümü bile göze alıp uğraşmak. ...
Başa çıkarmak (bir işi) (birini)
– Onu çok şımartmak. ...
Başa çıkmak (biriyle)
– güçlükler çıkaran biriyle olan işini, kendi istediği yolda sonuçlandırabilmek ...
Başa kakmak
– Yapılan bir iyiliği yüze vurup ondan sözetmek ...
BAşAKLAMA
Hasattan sonra tarla veya bahçelerde kalan ürünleri toplama ...
basamak
– Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri
– Derece, aşama, kerte, evre, mertebe, rütbe
– mecaz ...
basamak basamak
– zf. Yavaş yavaş
– Derece derece ...
basamak değeri
– Rakamların, sayıda bulunduğu basamağa göre gösterdiği değerlere denir. ...
Basamak yapmak (bir şeyi, birini)
Bir kimseden ya da durumdan, daha yüksek bir yere gelebilmek için yararlanmak. ...
basamaklı yol
– medreç, medrec
– merdece ...
başarı ve uzmanlık
– kariyer ...
BAşARMAN
(Tür.) Er. – Yaptığı işi başarıyla sonuçlandıran. ...
Basireti bağlanmak
Olabilecekleri sezdiği halde uygun biçimde davranamamak. ...
basit olmayan karmaşık
– sofistike ...
Başı ağrımak
Bir işi, kararı vb. nedeniyle sorumlu olmak; bu konulardaki olumsuzluklardan etkilenmek, üzülmek. ...
Başı altından çıkmak (birinin)
Kötü bir durum onun tasarım ve girişimiyle meydana gelmek; kafasının altından çıkmak. ...
Başı belada olmak
Büyük bir felaketle, sıkıntılı bir durumla karşı kar şıya olmak. ...
Başı boş kalmak
Denetim altında bulunmamak, karışanı görüşeni olmamak. ...
Başı dara düşmek (başı daralmak)
1. Sıkıntılı bir durum işinde’ olmak. -2. Paraca darlığa düşmek. ...
Başı darda (kalmak, olmak)
– parasızlıktan dolayı sıkıntıda olmak. ...
Başı dertte (olmak)
– Çözülmesi güç, sıkıntılı bir durumda olan ...
Başı dinç (olmak)
– Kaygısız, tasası olmayan (kimse) ...
Başı dumanlı
1. (Dağ için) Tepesini, doruğunu sis bürümüş. -2. içki den sarhoş olan ya da sevgi nedeniyle kendinden geçen (kimse); kafası dumanlı. -3. Aşık seçik düşünebilecek, karar verebilecek, durum da olmaya ...
Başı eğik (olmak, kalmak)
Söz söyleyemez, direnemez, mahcup du rumda (olmak); kafası eğik. ...