Dar bir çevrede aynı işi sürekli olarak yapıp durmak. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
dolaşma
– Dolaşmak işi
– Sinema. Filmin çeşitli sinema aygıtlarında kullanıldığı sırada kıvrımlar, büklümler oluşturarak birbirine dolanması.
– İng. navigation, film jam, buckling (of film), ...
dolaşmak
– (nsz) Gezmek, gezinmek
– Doğru gitmeyip yolu uzatmak
– Dönüp başka bir yönden gelmek
– Kan, damarlarda yer değiştirmek
– Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç ç ...
dolaylama
– edebiyat. Tek kelimeyle belirtilebilecek bir kavramı güçlü ve etkin bir anlatım için birden fazla kelimeyle anlatma: Atatürk yerine büyük kurtarıcı veya Ankara yerine Türkiye’nin kalbi d ...
doldurma
– Doldurmak işi
– edebiyat. Gereksiz söz ve benzetmelerle dolu anlatım
– fizik. Yükleme ...
doldurmak
-i Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek
-i Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek.
– Ateşli silahların içine mermi sürmek
– Bildirge, çizelge, fiş vb. basılı kâğıtların ...
dolgun maaş
– Dolgun ücret ...
dolma
– Dolmak işi
– Tavuk, kuzu gibi hayvanların veya biber, domates vb. sebzelerin içine pirinç ve başka şeyler doldurularak pişirilen yemek
– Sulu köfte.
– Bir yemek adı
– s ...
dolma yutmak
– kanıp aldanmak ...
dolmak
– Dolu duruma gelmek.
– Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek
– Bir yere iyice yayılmak, kaplamak
– Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek
– Sür ...
dolukma
– Dolukmak işi.
– Nefes darlığı ...
dolukmak
– halk ağzında. Göz yaşarmak, ağlayacak duruma gelmek.
– Öfkelenmek, hiddetle köpürüp taşmak.
– (Göz) yaşla dolmak, ağlayacak hâle gelmek. ...
doluşmak
– Bir yerde toplanmak, bir araya gelmek ...
Doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı
“Hangi yolu denediysem olmadı, çözüm yolu bulamadım.” anlamında. ...
domain
etki alanı ...
domalan
– bitki bilimi. Asklı mantarlardan, toprak içinde yumru biçiminde yetişen, yenilebilen bir bitki, yer mantarı, keme, karakeme (Tuber melanosporum)
– Arap mantarı, keme.
– kem’e ...
domalmak
– halk ağzında. Dizler bükük, baş ileride, çömelmiş bir durum almak.
– Yusyumru kabarmak, tümsek hâle gelmek.
– Secde eder gibi durmak, arkasını çıkarmak, çıkıntı yapmak. ...
domat
– Domates. ...
domates
– bitki bilimi. Patlıcangillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri salkım durumunda, vitamince zengin bir bitki (Lycopersion esculentum).
– Bu bitkinin yenilen kırmızı veya yeşil ürünü.
– ...
domates veya biber ezmesi
– salça ...
Domuzdan (bir) kıl çekmek (koparmak)
Sevilmeyen ya da eli sıkı olan birinden az da olsa bir şey elde etmek. ‘ ...
Don tutmak
Donmak, buz tutmak. ...
donakalmak
– Şaşırıp bir süre ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek ...
donama
– Süsleme
– Kabakulak hastalığı. ...
donamak
-i Süslemek, tezyin etmek. ...