‘Ben senin işin bir iş yapıyorum, ama yaptı ğım iş bir suç ise sorumlusu sensin.” anlamında. ...
Arama Sonucu – "Sırt boyun "
kadere boyun eğmek
– yazgısını, talihini kabul etmek ...
Kaderin buyruğuna boyun eğmek
Başına gelenlere katlanmak. ...
kanı boyundan aşağı iletir
– şah damarı ...
kanı boyundan başa iletir
– Şah damarı ...
Karnı tok, sırtı pek
Hali vakti yerinde olan (kimse). ...
Sallasırt etmek (bir şeyi)
Onu sırtına almak, yüklenmek. ...
sırt boyunca uzanan kemik yapı
– omurga ...
Sırt çevirmek (birine) (bir şeye)
– Bir şeye veya birine önem vermemek
– Bir şeyden veya bir kimseden desteğini, ilgisini kesmek
– Birine darılmak.
– Artık onunla ilgilenmez, ona yardım etmez duruma gelmek; ark ...
Sırt sırta vermek
Bir konuda işbirliği yapmak, dayanışmak; arka arkaya vermek. ...
Sırt üstü
Sırtı yere gelecek biçimde; arka üstü. ...
Sırtı kaşınmak
Dayak yemeği hak etmek. ...
Sırtı pek
1. Kalın elbise giymiş olan (kimse). -2. Güçlü bir kimsenin koruyuculuğunda olan (kimse); arkası pek. ...
Sırtı yere gelmemek
Yenilmemek; arkası yere gelmemek. ...
Sırtı yufka
ince elbise giymiş olan (kimse); arkası yufka. ...
Sırtında yumurta küfesi yok ya
‘Herhangi bir işte, verdiği sözden caymakta hiçbir sakınca görmüyor.” anlamında; arkasında yumurta küfesi yok. ...
Sırtından [pare) kazanmak
Onun olanaklarını kullanarak para ka zanmak. ...
Sırtından çıkarmak (bir şeyi birinin)
Bütün giderleri ona (onlara) ödetmek yüklemek. ...
Sırtından geçirmek (birinin)
Bütün giderlerini onun kazancından sağlamak, onu sömürmek ...
Sırtından sımak {birini, bir şeyi)
Onur sorumluluğunu üzerine alma mak ...
Sırtını dayamak (birine)
Para, nüfuz vb. yönlerden güçlü bir kimsenin koruyuculuğuna güvenmek; arkasını dayamak. ...
sırtlan
– hayvan bilimi. Sırtlangillerden, genellikle leşle beslenen, etçil, postu benekli bir hayvan, yeleli kurt (Hyaena). ...
sırtlanmak
– (-i) Sırtlamak işi yapılmak.
– mec. Sorumluluk almak, üstüne almak ...
Sırttaki temel kemik çıkıntısı
– omurga ...
uyma, boyun eğme
– riayet, inkıyat ...