çok küçük (yer). ...
Arama Sonucu – "Uçakların barındığı yer"
Avucunun içi gibi bilmek (bir yeri)
Bir yeri çok iyi bilmek. ...
Ayağı (ayakları) yere değmemek
– çok sevinmek
– Sevinçten yerinde duramamak. ...
Ayağı alışmak (bir yere)
Bir yere gidip gelmeyi, bir yerden alışveriş yapmayı alışkanlık haline getirmek. ...
Ayağı Yerden Kesilmek
– Ayağı yere değmez olmak
– bir taşıta binip yaya yürümekten kurtulmak
– mec. çok mutlu olmak ...
Ayağını çekmek (bir yerden)
Sık gittiği yere artık gitmez olmak. ...
Ayağının altında olmak (bir yer birinin)
Bulunduğu yerden geniş bir alanı görür durumda olmak ...
Ayak basmak (bir yere)
– bir yere varmak, ulaşmak
– girmek, gelmek, uğramak
– mesleğe girmek
– bir yere bağlanmak. ...
Ayakları yere basmak
Gerçekşi, sağduyulu olmak. ...
ayer
– Tembel, hımbıl, haylaz, kaygısız
– Eski bir zeytinyağı ölçeği.
– Tarlayı seyrek seyrek sürme. ...
Bağlandığı yerde otlamak
Yerinde saymak, hiçbir ilerleme göstermemek. ...
bariyer
– Engel
– Fransızca. barrière ...
Başı yerine gelmek
Kafası dinlenmiş, yorgunluğu gitmiş olmak; ka fasın yerine gelmek. ...
Bastığı yerde ot bitmemek
– Gittiği yere uğursuzluk götürmek; çok şanssız olmak. ...
Bastığı yeri bilmemek
Sevinş, heyecan, vb. etkisiyle davranışlarını denetleyememek, şaşırmak, ne yaptığını bilememek. ...
BAYER
(Tür.) Er. – Zengin, varlıklı kimse. ...
betoniyer
– Betonkarar
– Fransızca. bétonnière ...
Beyhude yere
Boş yere, gereği yokken, boşu boşuna; yok yere. ...
bir işi yapmak yerine getirmek
– ifa ...
bir kimseyi yermek için yazılan şiir
– satirik ...
bir nesnenin uzayda kapladığı yer
– uzaö ...
Bir yerde
Belli bir aşamada, belli bir noktada, bir bakıma. ...
bir yerden kurtulma
– kurtuluş, halas, necat ...
bir yere çağırma
– çağrı, davet, celp ...
bir yerin ileri gelenleri
– bk. ayan
– bk. erkan ...