– yoksulluktan yaşayamayacak bir duruma gelmek
– yoksul bir duruma düşmek ...
Arama Sonucu – "a mak"
açadurmak
– (-i) Açmayı sürdürmek ...
acarlaşmak
– Acar duruma gelmek.
– İnsan, hayvan veya bitki kuvvetlenmek, gürbüzleşmek, gelişmek, boy atmak. ...
acayip karşılamak
– yadırgamak ...
acayip olmak
– yadırganacak bir duruma gelmek ...
acebe kalmak
– Şaşakalmak, donakalmak, hayrette kalmak, şaşa kalmak ...
Aciz bırakmak (birini)
Birini çaresiz, güçsüz duruma getirmek. ...
Aciz kalmak
– çok uğraşmasına karşın bir işi yapamamak
– Hiç bir şey yapamayacak duruma gelmek.
– Bütün çabalarına karşın o işi yapamamak ; çaresiz kalmak. ...
Acı çekmek (duymak)
– Ağrı, sızı duymak
– mec. üzülmek, üzüntü içinde kalmak ...
açığa alınmak
– nsz. Belirli bir süre işten el çektirilmek ...
açığa almak
-i Bir görevliyi geçici bir süre işten uzaklaştırmak. ...
Açığa çıkarmak (birini) (bir şeyi)
– ortaya çıkarmak, gözler önüne sermek, anlaşılır duruma getirmek
– Bir durumu fark ederek aydınlatmak.
– O şeyi kimyasal bir işlemle başka şeylerden ayırmak.
– işinden çıkarma ...
açığa çıkmak
– belli olmak, anlaşılmak
– rıhtıma aborda veya kıçtankara olmuş bir gemi bulunduğu yerden kalkarak daha uzaktaki bir yere demirlemek üzere kıyıdan uzaklaşmak. ...
açığa vurmak
– belli etmek, ortaya çıkarmak ...
açığı çıkmak
– saklamakla görevli bulunduğu paranın veya malın eksik olduğu anlaşılmak ...
Açığını kapatmak (birinin) (bir şeyin)
– Birinin eksik bıraktığı işleri tamamlamak.
– Birini hesap açığını ödemek.
– eksiğinin veya küçük düşürücü durumunun anlaşılmamasını sağlamak
– eksiğini tamamlamak ...
Açığını yakalamak (birinin)
Onun hesap hilesini, yalanını, hatalı bir işini fark etmek, bulmak. ...
açık almak
– argo. Uzak durmak, yanaşmamak
– argo. Değmemek ...
açık denizlerde balık avlamakta kullanılan büyük ağ
– gırgır ...
açık kapamak
– bütçenin gider fazlasını, para sağlayarak ortadan kaldırmak. ...
Açık Kapı Bırakmak
– Gereğinde, bir konuya yeniden dönebilme imkanı bırakmak, kesip atmamak ...
Açık kapı bırakmamak
– Bir konuda her türlü önlemi almış olmak ...
Açık konuşmak
– Gerçeği korkuya, çekinme duygusuna kapılmadan, gizlemeye gerek duymadan söylemek
– Gerçeği çekinmeden söylemek ...
Açık olmak
– Hiçbir şeyi gizlememek saklamamak; içten, samimi, art
– dürüst davranmak ...
Açık oynamak
Hiçbir art düşüncesi, gizli niyeti olmamak. ...