– (-i, -den) Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek.
– (-i) argo Çalmak, çalıp götürmek, araklamak
– (-i, -e) Tehlike içinde bulunan bir şeyi acele kaçırm ...
Arama Sonucu – "a mak"
aşırtmak
– (-i, -e) Aşırma işini yaptırmak.
– Aşırmak.
– Semer paldımının aşağıya düş memesi için sağrı üzerinden ve iki yandan paldıma bağlanan yün veya kayış kemer.
– Aralıklı ve atla ...
aşk yapmak
– sevişmek ...
Askıda bırakmak (bir şeyi)
Bir sorunu çözüme kavuşturmamak; tereddütte bırakmak, sonuçlandırmamak. ...
Askıda kalmak
1. Bir iş, birtakım engeller şıkıp bitirilememek. -2. Resmi bir belge belli bir süre belli bir yerde ilan edilmek. ...
Askıya almak (bir şeyi)
– altı boşalıp desteği kalmayan yapıyı dikmelerle boşlukta tutarak yıkılmaktan kurtarmak
– oturmuş veya batmış bir gemiyi yüzdürmek için başka teknelere asarak kaldırmak
– mec. bir i ...
Askıya çıkarmak
Evlenecek kimselerin durumlarını bildiren belgeyi belli bir süre herkesin incelemesine sunmak. ...
aşlamak
– Katmak, karıştırmak.
– Yün giysilerin yırtık yerlerini örmek.
– Yamamak.
– Aşı yapmak.
– Sebze fidesi dikmek
– Katmak, karıştırmak (genellikle sıvılar için).
R ...
Aslı astarı (faslı) olmamak
Yatan olmak, asılsız olduğu anlaçılmak. ...
Aslı çıkmak
Doğru, gerçek olduğu anlaçılmak. ...
Aslına bakmak
Bir şeyin esasını, gerçeğini araçtırmak. ...
aşmak
– Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek
– (-i) Süre geçmek, bitmek, sona ermek.
– (-i) Geçmek
– (-e) Erkek hayvan dişisiyle çiftleşmek.
– (nsz) argo ...
astarı yüzünden pahalı olmak (pahalıya gelmek)
– bir işin ayrıntılarına harcanılan para veya emek, elde edilen sonucun değerini aşmak ...
At gözlüğü ile bakmak
Olayları dar aşıdan görüp değerlendirmek. ...
At oynatmak
1. üstünlük sağlamak. -2. Yarışmak. -3. Bildiği ve iste diği gibi davramak. ...
atanmak
– (-e) Bir göreve getirilmek, tayin edilmek ...
Ateş açmak (birine, bir şeye)
– ateşli silahla mermi atmaya başlamak ...
Ateş almak
1. Tutuşmak, -2. (Silah işin) Patlamak. -3. Birdenbire öf kelenmek ...
Ateş bacayı (saçağı) sarmak
Bir iş çok tehlikeli, önüne geçilemeyecek bir duruma gelmek. (Kars. iş işten geçmek.)’ ...
Ateş basmak
Bir sıkıntı nedeniyle bunalmak, vücut ateşi artmak. ...
Ateş yağdırmak
Ateşli silahlarla sürekli atış yapmak. ...
Ateşe atmak (kendini, birini)
– çok tehlikeli bir işe girişmek yada birini çok tehlikeli bir işe sokmak. ...
Ateşe tutmak (bir şeyi) (bir yeri, kimseyi)
1. Onu biraz ısıtmak. -2. Ona ateşli silahla saldırmak. ...
Ateşi başına vurmak
çok öfkelenmek, sinirlenmek. ...
Ateşle oynamak
– pek tehlikeli bir işle uğraşmak ...