Bulunduğu yerden geniş bir alanı görür durumda olmak ...
Arama Sonucu – "a mak"
Ayağının attına karpuz kabuğu koymak
bk. Ayağını kaydırmak. ...
Ayağının pabucu olamamak (biri başkasının)
Değerce ondan aşağı olmak. ...
Ayak altında dolaşmak
Bir işe yaramadığı halde herkesin işine engel olacak biçimde ortalıkta dolaşmak. ...
Ayak basmak (bir yere)
– bir yere varmak, ulaşmak
– girmek, gelmek, uğramak
– mesleğe girmek
– bir yere bağlanmak. ...
Ayak uydurmak (birine, bir şeye)
– yürüyüşte adım atışını başkalarınınkine uydurmak
– ayak açmak
– mec. kendi gidiş ve davranışını başkasınınkine benzetmek ...
Ayak yapmak
– Birini aldatmak, kandırmak için dalavere çevirmek ...
Ayakkabı vurmak (sıkmak)
Ayakkabı ayağı rahatsız etmek. ...
Ayaklar attına almak (bir şeyi)
önemli, kutsal, değerli şeyleri şiğne mek, hişe saymak. ...
Ayakları dolaşmak
bk. Ayağı dolaşmak. ...
Ayakları yere basmak
Gerçekşi, sağduyulu olmak. ...
ayaklarının (veya ayağının) ucuna basmak
– çok yavaş, sessiz, gürültü yapmamaya özen göstererek yürümek ...
Ayakta tutmak (bir şeyi) (birini)
1. Ortadan kalkmasının, çökmesinin önüne geçmek, sürekliliğini sağlamak. -2. Sağlıklı olmasını, iş yapabilmesini sağlamak. ...
Ayakta uyumak
Olup bitenlerin farkına varamayacak kadar dalgın ve şaşkın durumda bulunmak ...
ayarlamak
– Bir ölçünün doğruluğunu belli bir örneğe göre düzeltmek, doğrulamak
– Ölçü aletlerinin derecelendirilmesi.
– Ölçü aletlerinin hatasının bulunması.
– Ölçü aletlerinin gelişi g ...
ayartmak
– (-i) Baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmak
– Kandırmak.
– Birini, çalıştığı yerden ayırıp başkasının yanında çalışmaya kandırmak.
– Uyarmak, ikaz etmek. ...
ayazda kalmak
– soğukta kalmak
– argo boş yere beklemek
– argo eline bir şey geçmemek ...
ayazlamak
– (nsz) Hava ayaza çevirmek.
– Ayazda kalıp üşümek.
– argo Boş yere beklemek, eline bir şey geçmemek.
– Serinlemek. ...
Aybaşı olmak
Adet kanaması başlamak; adet görmek. ...
Ayıbını yüzüne vurmak
Bir kimsenin hatasının yüzüne* karşı söyle mek. ...
ayıkmak
– (nsz) hlk. Ayılmak, kendine gelmek, uyanmak, aklı başına gelmek, intikal etmek
– Bilgi edinmek, aydınlanmak ...
ayılmak
– (nsz) Sarhoşluk, baygınlık vb. bir durumdan kurtulmak, kendine gelmek.
– mec. Aklı başına gelip gerçeği görmek
– Ayılmak, kendine gelmek ...
ayıltmak
– (-i) Ayılmasını sağlamak
– Uyarmak, zihnini açmak ...
aylamak
– (-i) hlk. Beklemek.
– (nsz) Sürmek, devam etmek.
– (-de) Ayı dolduran bir süre geçirmek, aylarca kalmak.
– Sözü uzatmak.
– Göstermek.
– Ayına ermek ...
aylanmak
– (nsz) hlk. Bir yerin çevresinde dolanmak.
– Gezmek
– Dönüp dolaşıp aynı yere gelmek, fırlanmak, devir yapmak
– Kuş dönerek uçmak.
– İşte, yolda ağır aksak ilerlemek.
...