– (-i) Bilinip unutulan bir şeyi akla getirmek, hatırlamak ...
Arama Sonucu – "amak"
anlamak
– Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak
– Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek.
– Sorup öğrenmek.
– Doğ ...
anlamak kavramak
– algılamak, idrak etmek, bilincine varmak, derk etmek, akıl erdirmek, ihata etmek ...
apazlamak
– (-i) Avuçlamak, avuç dolusu almak.
– (nsz) Gemi apazlama rüzgarla gitmek.
– (nsz) den. Yelken rüzgarla dolup şişmek.
– Hafif yalpalamak.
– Gemi rüzgarla yavaş yavaş git ...
Ar damarı şatlamak
Utanma duygusunu yitirmek, artık utanmaz olmak. ...
Arada kaynamak
Karışıklık nedeniyle gereken ilgiyi, önemi görme mek. ...
araklamak
– (-i) argo Çalmak, aşırmak ...
aralamak
– (-i) İki şey arasında açıklık oluşturmak, az açmak
– Aralıklı duruma getirmek, seyrekleştirmek
– hlk. Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek.
– Bitkileri ...
Aralarından su sızmamak
– aralarında çok yakın, sıkı fıkı arkadaşlık bulunmak
– iki kişi arasında çok iyi dostluk iliçkileri olmak. ...
Ardından atlı kovalamak
bk. Arkasından atlı kovalamak. ...
arıklamak
– (nsz) Arık duruma gelmek.
– Zayıflamak.
– Doğduktan sonra cılız kalmak, büyüyememek.
– İhtiyarlamak.
– Çalmak.
– Suyu ark açarak götürmek
– Tarlayı seyrek s ...
arılamak
– (-i) Bir şeyde herhangi bir ayıp veya kusur bulunmadığını bildirmek, tenzih etmek.
– Temizlemek.
– Seyrekleştirmek.
– Saflaştırmak.
– Temize çıkarmak. ...
arkalamak
– (-i) Arkasına almak, yüklenmek.
– mec. Bir kimseye güven vererek yardım etmek, destek olmak, korumak, müzaheret etmek
– Sırtlanmak, yüklenmek. ...
Arkasından (ardından) atlı kovalamak
Bir işi gereksiz bir çabukluk la ve telaşla yapmak ...
Arkasını dayamak (birine, bir şeye)
Güçlü bir kimsenin koruyuculuğunda olmak; sırtını dayamak. ...
Arkasını sığ a ma k (sıvamak, sıvazlamak)
Okşamak, övmek, iltifat et mek ...
art damak
– anat. Damağın arka bölümü.
– Ağız boşluğunun üst kısmını çevreleyen kubbemsi yapıdaki damağın g, k, ğ, ñ gibi kalın sıradan ünsüzlerin boğumlanmalarında görev alan arka tarafı. Damağın y ...
Aşağı kalmamak (birinden)
özellikleri ya da davranışları yönünden benzerlerinden geri kalmamak; aynı nitelikte, durumda olmak. (Karş. Geri. durmamak.) ...
AşAMAK
Yenmek , üstün gelmek ...
aşlamak
– Katmak, karıştırmak.
– Yün giysilerin yırtık yerlerini örmek.
– Yamamak.
– Aşı yapmak.
– Sebze fidesi dikmek
– Katmak, karıştırmak (genellikle sıvılar için).
R ...
Aslı astarı (faslı) olmamak
Yatan olmak, asılsız olduğu anlaçılmak. ...
Ateşle oynamak
– pek tehlikeli bir işle uğraşmak ...
atkılamak
– (nsz) Dokuma tezgahlarında mekikle atkı atmak, argaçlamak.
– Mekik atarak dokumak. ...
Attığı tırnak bile olamamak
Söz konusu kimseye göre çok değersiz olmak; tırnağı (bile) olamamak. ...
Avucunu yalamak
– alay umduğunu ele geçirememek ...