– sıfat. Müzik tutkusu olan, müziği seven (kimse). ...
Arama Sonucu – "bir kişilik müzik"
müzikte güçlü bir biçimde çalınmak
– andantino ...
müzikte orta hızda tempo
– Moderato
– Andante ...
Müzikte Tempo Hızları
Prestissimo; Aşırı hızlı
Presto; Çok hızlı
Vivace; Canlı ve hızlı
Allegro; Hızlı ve net
Allegro Moderato; Orta derecede neşeli ve çabuk
Allegretto; Orta derecede hızlı
Moderato; Orta hızda
An ...
Namlusundan doldurularak ateşlenen eski bir silah
– arkebüz ...
Nanik yapmak (birine)
Birini kızdırmak ya da onunla alay etmek için nanik işareti yapmak ...
Narına yanmak (bir kimsenin)
– Bir kimse yüzünden büyük zarara uğramak
– Sevdasına kapılmak, bu sebeple sefil olma ...
Nazar değmek (bir şeye, birine)
Uğursuzluk, kötülük gibi olumsuz sonuçlar veren kıskanç bakışlardan ötürü fena bir duruma düşmek; göz değmek. ...
Nazarı itibara almak (bir şeyi, birini)
Ona önem ve değer vermek ...
Nazı geçmek (birine)
Ona isteğini kabul ettirecek, yaptırabilecek kadar yakınlığı bulunmak, hatırı sayılmak ...
Ne arıyor? (bir yerde)
“Niçin oraya gitmiş? Orada ne işi var?” anlamında. ...
Nefes aldırmamak (birine)
bk. Soluk aldırmamak. ...
Nefsine yedirememek (bir şeyi)
istenmeyen ya da onur kırıcı bir işi kendine uygun görmemek; kendine yedirememek, onuruna yedire memek. ...
Neşter vurmak (bir şeye)
Bir sorunu kesin olarak çözmek, sonuç el de etmek amacıyla ele almak. ...
nifak sokmak (bir yere, bir şeye)
– ara açmak, bozgunculuk yapmak ...
Nispet vermek (yapmak) (birine)
Birini üzecek, kıskandıracak, kızdıracak davranışta bulunmak ...
Not vermek (birine, bir şeye)
1. Bir şey ya da bir kimse işin iyi ya da kötü bir kanıya varmak. -2. öğrenciye başarısıyla orantılı bir not at mak. ...
Nüfuzu altında tutmak (bir yeri)
Orayı egemenliği artında bulundurmak. ...
ödev bilmek (saymak) (bir şeyi)
Bir şey yapmayı, yerine getiri si zorunlu bir iş olarak kabul etmek. ...
öfkesini (birinden, bir şeyden) almak (çıkarmak)
öfkeli kişi haksız yere bir başkasına çatmak ya da olmayacak bir şey yaparak rahatlamaya çalışmak ...
öğüt almak (birinden)
Yol göstermesi işin birinin görüşüne başvur mak ...
öğüt vermek (birine)
Ona yapması veya yapmaması gereken işler hakkında yol göstermek ...
öküz tirene bakar gibi bakmak (bir şeye)
Ona aptal aptal, bir şey anlamadan bakmak. ...
Oluruna bırakmak (bir şeyi)
Bir olayın ya da bir durumun kendi ko şullarında oluşmasını beklemek, yapılabildiği kadarıyla yetinmek. ...
ölüsünü öpeyim (göreyim) (birinin)
Bir şeyin doğruluğunu kanıtlamak için “yalama (şu yakınım) ölsün!” anlamında kullanılır. ...