Onu beraberinde götürmek. ...
Arama Sonucu – "bir kişilik müzik"
Peşkeş çekmek (birini, bir şeyini)
– başkasının malını birine bağışlamak
– verilmemesi gereken bir şeyi uygunsuz bir amaçla veya yersiz olarak birine vermek ...
Pestile çevirmek (birini)
Onu çok yormak, güçsüz düşürmek. ...
Piç etmek (bir işi)
O işi çıkmaza sokmak, onun tadını kaçırmak. ...
Pislik götürmek (bir yeri)
O yerin her yanı çok pis olmak. ...
Piyango vurmak (birine)
1. Piyangoda ikramiye kazanmak. -2. Beklenmedik bir yerden büyük bir kazanç elde etmek. -3. Pek hoşlanmadığı bir işi onun yapması kesinleşmek. ...
pop müzik
İngiliz ve Amerikalıların başlattıkları, hareketli, yerel motiflerden yararlanılarak yapılan, gençler arasında çok beğenilen bir müzik türü, pop. ...
popüler müzik
– Pop müzik ...
Posta etmek (birini)
1 .Görevliyi başka bir resmi işyerinde çalışma ya zorunlu kılmak. -2. Gönülsüz de olsa bir kimseyi başka birine tes lim edip bir yere göndermek. ...
Posta koymak (atmak) (birine)
Onu korkutmak (Kars. Gözdağı ver mek, kafa tutmak.) ...
Postu sermek (bir yere)
Kısa bir süre işin gittiği yerde daha uzun süre oturup kalmak. (Kars. Abayı sermek.) ...
Psikanalitik Kişilik Kuramı
– Freud’a göre insan kişiliğinin üç temel birimi bulunmaktadır. İd, ego ve süperego. Diğer bir tanımla, altbenlik, benlik ve üstbenlik ...
radyo ve diskolarda müzik çalan kişi
– diskjokey ...
Rafa kaldırmak (koymak) (bir şayi)
Bir işle artık uğraşmaz olmak, bir kenara itmek ...
Rahat yüzü göstermemek (birine)
Onu süreli olarak rahatsız etmek. ...
Rahmet okutmak (biri ötekine)
Bu, öncekinden daha kötü şakmak, öncekini aratmak. ...
Rast gelmek (birine) (bir şeye)
1. O kimseyle karşılaşmak. -2. O şey düşünülmediği halde kendisini bulmak. -3. Bir iş isteğine uygun olmak. -4. Atılan şey hedefini bulmak. ...
Rast getirmek (bir şeyi)
1. O şeyin rast gelmesini sağlamak. -2. O zamanı kollamak. -3. Aranmakta olan şeyi ya da kimseyi umulmadık bir yer ve zamanda bulmak -4. Uygun getirmek, başarılı kılmak. ...
Rayına koymak (oturtmak) (birisi)
1. işleri belli bir düzene sok mak -2, işlerin yolunda, tıkırında gitna/e bağlamasını sağlamak; yö rüngesine oturtmak. ...
rendelenerek kullanılan sert bir peynir türü
– Parmesan ...
Renk katmak (vermek) (bir şeye)
Onu renklendirmek, onun tekdüzeliğini ortadan kaldırmak, ona neşeli ve canlı bir özellik kazandırmak. ...
renksiz bir gaz
– metan, siyanojen, metil amin, metan, karbondioksit ...
Reva görmek (bir davranışı birine)
bir davranışı, bir olayı bir kimse için uygun görmek ...
romanya para birimi
– ley ...
rublenin yüzde biri
– kapik ...