TR-Sözlük

1. Bir şey ya da kimse umulan şeyin olabile ceği konusunda olumlu bir bekleyiş duygusunu uyandırmak. -2. Bir kimseye güven duygusu vermek; simit vermek. ...

1. Onu çok ufak parçalar, kırıntılar durumuna getirmek. -2. Onu dağıtmak, harap etmek. ...

Onu usanacak duruma getirmek, usandırmak. ...

Onu başkalarından ya da başka şeylerden değer!! bulmak (görmek). ...

Birinden ya da bir şeyden daha başarılı olmak, daha ileri gitmiş olmak; galip gelmek. ...

1. Bir işi yapmayı kabul etmek. -2. Onu ödev edinmek. -3. Olumsuz bir sözün ya da kaba bir davranışın kendisi için söylenmiş ya da yapılmış olduğunu sanarak bun dan tedirginlik duymak. ...

Bir suçu, suçsuz olan bir kişinin işlediğini söylemek, suçu birine yüklemek. ...

Başkasında bulunan malını, parasını almaktan artık umudunu kesmek, unutmak. ...

1. Bir malın tapusunu kendi adına yazdırmak. -2. Evlat edindiği çocuğu nüfusuna yazdırmak ...

1. Bir suçu başkasına yüklemek, -2. Bir işin sorumluluğunu, ağırlığını başkalarına yüklemek. ...

Birinin başkasına ya da bir şeyin başka bir şeye uygun olduğu kanısında olmak. ...

1. Orta yakışmak, yaraç mak. -2. Ona uymak. -3. Elverişli olmak. ...

Birdenbire çok uykusu gelmek ...

O şey onda uyuma isteği uyandırmak, o şeyin uyutucu özelliği olmak ...

Onu sinirlendirmek ...

– uyuz hastalığına yakalanmak – mec. birine, bir şeye sinirlenmek. ...

bk üstüne bir bardak su içmek. ...