– Ona zarar verilmek; boşa gitmek. boş yere zarar verilmek ...
Arama Sonucu – "bir kişilik müzik"
Yazıya dökmek (bir şeyi)
Onu yazı ile anlatmak ...
Yazlık bir armut cinsi
– mustabey ...
Yeğ tutmak (bir şeyi, bir şeye)
Onu dizelerinden üstün görmek, ter cih etmek. ...
Yer almak (bir işte)
– Bir topluluğun içinde bulunmak.
– Ayrılan yerde durmak, bulunmak
– Adı bir yerde geçmek.
– Bir işi hazırlayanlar arasında bulunmak
...
Yer bulmak (biri) (birine)
1. Bir kimse belirli bir işe girmek. -2. Bir’ kimseyi belirli bir işe sokmak. ...
Yer vermek (bir şeye) (birine)
– önemli saymak, saygı göstermek
– bir olaya yol açmak, imkan tanımak
– önemli bir görev vermek
– kendi yerini bir başkasına bırakmak
– kullanmak
– söz etmek, değin ...
Yerden yere çalmak (vurmak) (birini, bir şeyi)
1. Onu hoş olma yan sözlerle kötülemek, yermek. -2. Güreşte rakibini çok hırpalamak. ...
Yere göğe koy(a)mamak (birini)
Onu nasıl memnun edeceğini bile memek; ona çok önem vermek. ...
Yere sermek (birini)
1. Onu yenmek. -2. Onu vurup öldürmek. ...
Yeri göğü birbirine katmak
Büyük bir heyecan, korku, telaş yarat mak. ...
Yerinde olmak (birinin)
Onun durumunda, konumunda bulunmak. ...
Yerinden etmek (birini)
Onun işini, sahip olduğu yeri yitirmesine ne den olmak. ...
Yerine geçmek (biri) (bir şey)
1. Görevinden ayrılan bir kimsenin yerini doldurmak -2. Bir şey o anda bulunmayan başka bir şeyin yerine kullanılabilmek, onun görevini yapabilmek. ...
Yerine getirmek (bir şeyi)
Onu yapmak, gerçekleştirmek. ...
Yerine koymak (onu, bir şey, bir kimse)
Ona, söz konusu şey, kimse gözüyle bakmak, onu herhangi bir şey, kimse saymak. ...
Yerle bir etmek (bir yeri)
Orayı kullanılamayacak ölçüde tahrip etmek. ...
Yerle bir olmak
Yok olmak ...
yerle gök bir olsa
– “sonu ne olursa olsun” anlamında kullanılan bir söz ...
Yeşil ışık yakmak (bir şeye, birine)
Ona, bir işin yapılmasına izin vermek ...
Yiyim yeri yapmak (etmek) (birini, bir yeri)
Bir kimseden ya da yer den sürekli olarak haksız kazanç sağlamak ...
Yiyip bitirmek (birini)
1. Bir kimseyi sürekli tedirgin etmek -2. Yıkı mına neden olmak -3. Bir kimseden sürekli olarak para sızdırmak ...
Yol göstermek (birine)
Ona herhangi bir konuda neler yapması, na sıl yapması gerektiği konusunda akıl vermek; örnek olmak, kılavuz luk etmek. ...
Yola getirmek (birini)
Davranışlarını düzeltmesini, uslanmasını sağlamak (Kars. Başa çıkmak.) ...
Yolu düşmek (bir yere)
O yer yolu üzerinde bulunmak, oraya uğra mak. ...