(Tür.) Er. – Deniz eri, denizci. ...
Arama Sonucu – "gizli yer köşe bucak"
tan yeri
– Güneşin doğmak üzere olduğu sırada, ufukta hafifçe aydınlanan yer ...
TANYERi
(Tür.) – Güneş doğmak üzereyken, ufukta hafifçe aydınlanan yer. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. ...
tarsiyer
– primat ...
Taşa tutmak (birini, bir yeri)
Ona, oraya arka arkaya taş atarak sal dırmak. ...
tersiyer
– sıfat, kimya. Üçüncül
– Fransızca. tertiaire ...
tesviyeruhu
– teknik. Su terazisi ...
Tıka basa (doldurmak) (bir şeyi, bir yeri)
Onu, orayı hiç boş yer kalmayacak biçimde (doldurmak). ...
Topa tutmak (bir yeri) (birini)
1. Bir yere topla art arda ateş etmek -2. Kızılan bir kimseye ağır sözler söylemek. ...
transport layer(osı)
iletim katmanı ...
trikosefal
– hayvan bilimi. Kırbaç kurdu
– Fransızca. trichocéphale ...
Tutar yeri kalmamak
1. çok eskimek -2. Savunulacak bir yönü kal mamak (Kars. iler tutar yanı almamak.) ...
Uçsuz bucaksız
1. Sonu yokmuş duygusu verecek kadar geniş, büyük (alan, yer). -2. çok fazla, pekçok. ...
Ut yeri
Vücuttan cinsel organların bulunduğu yer; mahrem yer, edep yeri. ...
Utancından yere (yerin dibine) geçmek
çok utanmak. ...
Vasiyeti yerine getiren
– vasi ...
vestiyer
– Otel, lokanta vb. yerlerde veya evlerde şapka, palto, pardösü gibi eşyayı bırakmak ve korumak için ayrılmış yer, askılık
– Fransızca. vestiaire ...
viziyer
– Kasket siperi
– Fransızca. visière ...
Ya yerru ya merrü
Tehlikeli, zor bir işi yaparken her şeyi göze ala rak, ‘Ne olursa otsun.” diye düşünüp karar vererek. ...
yaban yer
– Çöl, kır ...
Yalan yere yemin etmek
Yalanı yeminle pekiştirmek ...
Yangın yerine dönmek (bir yer)
Orası karmakarışık, dağınık bir du ruma gelmek. ...
Yaş tahtaya (yer«) basmak
Aldanmak, aldatılmak. ...
Yedi iklim dört bucak
Dünyanın her yanı. ...
yer
– Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân
– Gezinilen, ayakla basılan taban
– Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge
– Durum, konum, vaziyet
& ...