– Pek çok, tamamıyla ...
Arama Sonucu – "gizli yer köşe bucak"
yerden selam
– Elin yerlere kadar uzatılmasıyla verilen selam biçimi, yerden temenna ...
yerden sıçrayan çamur
– zifos ...
yerden temenna
– Yerden selam ...
Yerden yere çalmak (vurmak) (birini, bir şeyi)
1. Onu hoş olma yan sözlerle kötülemek, yermek. -2. Güreşte rakibini çok hırpalamak. ...
Yere bakan yürek yakan
(Alay yollu) Sessiz ve.yumuşak görünüp sinsice işler şeviren (kimse). ...
Yere bakmak
(Yaşlılar işin) ölümü yatan olmak. ...
yere batasıca (veya batsın)
– “yok olsun, ölsün” anlamında kullanılan bir ilenme sözü ...
yere doğrulum
– bit. b. Yere yönelim ...
Yere göğe koy(a)mamak (birini)
Onu nasıl memnun edeceğini bile memek; ona çok önem vermek. ...
Yere sermek (birini)
1. Onu yenmek. -2. Onu vurup öldürmek. ...
yere yönelim
– bitki bilimi. Bitkilerde kök ve sapların, yer çekimi etkisi ile belli bir doğrultu almaları özelliği, yere doğrulum, jeotropizma ...
YEREL
(Tür.) – Belirli bir yer ile ilgili olan, örf. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. ...
yerel ağ
– Bilgisayar ağlarının birbirine bağlanması sonucu ortaya çıkan, sınırlaması ve yöneticisi olan sadece kurum veya iş yeri içinde kullanılan bilgi iletişim ağı, iç ağ. ...
yerel alan ağı
– bilişim. Ev, işyeri gibi küçük fiziksel alan; ya da okul, havaalanı gibi bir yapılar kümesini kapsayan bilgisayar ağı. ...
yerel korozyon
– Anot ve katot bölgeleri birbirinden tam olarak ayrılmış haldeki paslanma ...
yerel saat
– coğ. Güneş’in 0 meridyen noktasından geçmekte olduğu anda ayarlanan saat.
– Osm. mahalli saat ...
yerel televizyon
– Belirli bir bölgeye yayın yapan televizyon ...
yerel yönetim
– hukuk. İl, belediye veya köy halkının oradaki ortak yerel gereksinimlerini karşılayan ve genel karar organları oradaki halk tarafından seçilen kamu tüzel kişisi, mahalli idare ...
yerelleşmek
– Yerel bir özellik kazanmak, yöreselleşmek, mahallîleşmek ...
yerey
– coğrafya. Arazi
– jeoloji. Yer kabuğunun oluşumu bakımından ele alınan herhangi bir parçası ...
yergi
– edebiyat. Bir kimseyi, bir toplumu, bir düşünceyi, bir nesneyi, bir göreneği yermek için yazılmış yazı veya söylenmiş söz, hicviye, hiciv, satir, hica
– Bir kişiyi, toplumu, bir nesneyi, ...
yergin
– Çiftçilikte, tohum atılması sakıncalı görülen birkaç gün.
– Yerinen.
– Aşeren (gebe kadın).
– Acınan, yakınan.
– Hüzünlü, tasalı, kaygılı. ...
YERHUM
(Ar.) Er. – Erkek kartal. ...
Yeri gelmek
Sırası gelmek, zamanı uygun olmak. ...