– Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak
– Değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek.
– Parçalanarak yayılmak, ufalanmak
– Karışık duruma gelmek, düz ...
Arama Sonucu – "iki dağ arası sırt"
Dağın en yüksek yeri
– zirve, doruk
– kerempe ...
Dağınık
– Geniş bir alana yayılmış olan.
– Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız.
– Düzeni bozuk, düzensiz, karışık
– Hoş görünmeyen, uyumsuz
– Düşüncelerini toparlayamayan ...
dağınım
– Bir katı fazın, bir sıvı ya da başka bir katı faz içinde, az çok eşit aralıklarla, dağınık olarak bulunması durumu.
– bk. dağılma.
– İng. dispersion ...
dağıntı
– Karışık, gelişigüzel atılmış öteberi
– entropi
– Isıl erkenin işleysel işe çevrilime derecesinin ölçüsü; bu ölçü dQ dönüşen ısıyı ve T dönüşüm sıcaklığını gösterdiğine göre dQ/T ye ...
dağıtıcı
– Mektup, gazete vb. şeyleri dolaşarak dağıtan kimse, müvezzi.
– Bir malın önceden belirlenmiş bölgelere gönderilmesini sağlayan kişi veya kuruluş.
– teknik. Motorlarda yüksek gerili ...
dağıtık
– sıfat. Kendinden geçmiş, sarhoş ...
dağıtım
– Dağıtma işi, tevzi
– Bir merkezden çeşitli yerlere gönderme işi ...
dağıtımevi
– Dağıtım işiyle uğraşan kuruluş merkezi
– distribüsyon acentesi
– Sinema. Dağıtım işiyle uğraşmak üzere kurulmuş ortaklık. ...
dağıtımlı bilişim dizgesi
– Donanım, yazılım ve veri kaynaklarının örgütsel yapıya uygun biçimde dağılmış birçok merkezde ayrı ayrı odaklaştığı, bununla birlikte (a) donanım ve yazılım uyarlığı, (b) veri yapılarının biçi ...
dağıtma
– Dağıtmak işi, tevzi
– Fesih
– Nüfusun belli özeklerde aşırı ölçüde yığılmasından doğan sakıncaları gidermek amacıyla, kentbilim yöntemlerinden yararlanarak, bu özeklerde yaşayan ve ...
dağıtmak
-i Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak
-i, nesnesiz Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek
-i Herhangi bir şeyi ayrı ayrı kimselere vermek
-i Bir şeyin v ...
dağlama
– Dağlamak işi.
– Bir yüzeyin korunmasız bölgelerini asitlerle çözerek istenen biçimi ortaya çıkarma.
– Gözetleçli inceleme için, metal yüzeyleri, uygun çözeltiler ile etkileme işlem ...
dağlamak
-i Kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak.
-i Akan kanı dindirmek veya hasta bölümleri ortadan kaldırmak için vücudun bir yerini kızdırılmış bir metal araçla yakmak
-i, mecaz Çok sıcak, soğuk ...
Dağlar dayanmaz
“Bu aa felaketin üzüntüsü dayanılacak gibi değil. anlamında. ...
dağlara taşlara
– kötü bir durumdan söz edilirken “hepimizden ırak olsun” anlamında kullanılan bir söz ...
DAğLIç-iMROZ
Bir koyun türü ...
dağlıç
– hay. b. Kıvırcık koç ile Karaman koyununun birleşmesinden doğan melez koyun.
– Bir koyun cinsi ...
dağlık
– Birçok dağın bulunduğu, dağlarla kaplı (bölge) ...
dağlıyan
– Osm. kavi ...
DAğTEKiN
(Tür.) Er. – (bkz. Dağaşan). ...
dardağan
– bitki bilimi. Palmiye cinsinden bir ağaç (Celtis tournefortii).
– Bu ağacın çitlembik büyüklüğünde, sert çekirdekli tatlı yemişi
– tartağan ...
darmadağın
– sıfat. Çok dağınık ve karışık, darmadağınık, tarumar ...
darmadağınık
– sıfat. Darmadağın ...
değerli parası yüksek
– kıymetli ...