muradına ermemiş. ...
Arama Sonucu – "kal am"
namus
– Bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet.
– Dürüstlük, doğruluk ...
Namus belası
– Namusunu ve halk arasındaki saygınlığını korumak için katlanılan sıkıntı, ar belası ...
Namus sözü
Bir şeyi yapacağına dair, şeref ve onur üzerine verilen söz; şeref sözü. ...
namus sözü
– Namus ve onur üzerine verilen söz, şeref sözü ...
namüsait
– sıfat. Uygun olmayan, elverişsiz ...
namuslu
– sıfat. Ahlak kurallarına uygun olarak davranan, namuskar
– Olması gerektiği gibi ...
namussuz
– sıfat. Ahlak kurallarına uygun davranmayan, ahlak kurallarını çiğneyen
– Kızgınlıkla söylenen bir söz
– zarf. Ahlak kurallarına uygun davranmayarak, ahlak kurallarını çiğneyerek ...
Namusu iki paralık olmak
çevresinde onuru, saygınlığı kalmamış bir kimse durumuna düşmek. ...
Namusuna dokunmak
şeref ve onurunu olumsuz biçimde etkilemek ...
Namusunu temizlemek
1. Bir işin işinden saygınlığını yitirmeden şık mak. -2. Ahlak ve onuruna ters düşen bir durumdan kendini ya da il gili kimseyi öldürerek kurtulmak. ...
namütenahi
– sıfat. Sonsuz, ucu bucağı olmayan
– zarf Sonsuz, ucu bucağı olmayan bir biçimde ...
NAMVER
(Fars.) Er. – Adlı, ünlü. ...
namzet
– Aday
– hlk. Sözlü, yavuklu ...
namzetlik
– Adaylık ...
Nasır bağlamak (tutmak)
1. Masır oluşma*.-2, Duygusuz laşrnak duyarlığını yitirmek ...
naşlamak
– argo. uzamak, gitmek ...
natamam
– sıfat. Eksik, tamamlanmamış, bitmemiş ...
natıkalı
– sıfat. Düzgün ve iyi konuşan ...
Ne günlere kaldık?
Sürüp gid«n düzenin bozulması, y«ni yaşama düzenlerinin ortaya şıkması karşısında özellice olgun kuşağın isyanı nı gösterir. ...
Ne şamın şekeri, ne Arapın yüzü (zekeri)
“Onunla karşılaşmak ya da görüşmek yarar sağlasa bile yine de karşılaşmak, görüşmek istemem.” anlamında. ...
Ne selam, ne sabah
Aralarındaki dostluk bozulup iliçki kesilince ko nuşma, anlaşma bağının kopması durumu. – ...
Ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet
Gözbağcının gerçekte olmayan bir işi olur gibi gösterme tutumu ile yapılan iş. ...
nedamet
– Pişmanlık ...
Nedamet getirmek (duymak)
Pişman olmak, pişmanlık duymak. ...