(aşağı) yüklemek ...
Arama Sonucu – "kal am"
doymamış olma durumu
– aç, yarı aç, fakir kişi ...
Doyum olmamak (bir şeye)
O şeyden hiçbir şekilde bıkmamak, tadına doyulmamak. ...
Dozunu ayarlamak
ölçülü olmak; ölçülü davranmak. ...
Dram
– Sahnede oynanmak için yazılmış oyun, drama.
– Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu veya televizyon filmi, drama.
– Tiyatro edebiyat ...
Drama
Dram ...
dramatik
– sf. Sahne oyununa özgü olan
– İçinde gerilim, çatışma vb. olaylar bulunan, insan ilişkileri ile gelişen (eser, olay).
– mec. Coşku veren, duyguları kamçılayan.
– mec. Acıklı ...
dramatizasyon
– oyunlaştırma; bir duygu ve düşüncenin, durumun, sorunun ya da olayın hareket, mimik, ses ve sözle bir grup önünde canlandırılmasıdır
– eylemselleştirme
– Şarkılı oyun
– Düş o ...
dramatize
– sıfat. Radyo, televizyon veya sahne oyunu biçimine getirilen (edebî eser).
– sıfat, mecaz. Olduğundan daha acıklı, abartılı bir biçimde ortaya konulan (olay). ...
dramatize etme
– Dramatize etmek işi veya biçimi ...
dramaturg
– tiyatro. Tiyatro için oyun seçmek, oyunları irdelemek, sahnelenmesi işine yardım etmek, oyuncu seçmede, malzemelerin hazırlanmasında danışmanlık yapmak gibi görevleri bulunan kimse.
– Oy ...
dramaturji
– Oyun yazma ve yönetme bilgisi:
– Fr. dramaturgie ...
Düğün bayram etmek
çok sevinmek. ...
Düğün değil bayram değil, eniştem beni niye öptü
– “Ortada bir ne den yokken, niçin bu kadar yakınlık gösteriyor.” anlamında.
– gösterilen yakınlığın, iltifatın gizli bir nedeni olduğu düşünüldüğünde söylenen bir söz. ...
Dumura uğramak
Körelmek, canlılığını yitirmek, işlevini yapamaz olmak. ...
dün namazı
– Geceleri kılınan nafile namaz, teheccüt namazı ...
Dünyadan haberi olmamak
çevresinde neler olup bittiğinin farkında olmamak. ...
Dünyanın kaç bucak (köşe) olduğunu anlamak
Yaşamın zorluğunu, insanın çetin engellerle karşılaşabileceğini öğrenmek; Hanyayı Konya’yı öğrenmek. ...
Dünyaya gözlerini kapamak (yummak)
– ömrü bitip ölmek. ...
Dünyayı haram etmek (birine)
Ona hayatı yaşanılmaz duruma getirmek. ...
duraklama
– Duraklamak işi.
– askerlik. İlerlemekte olan bir birliğin, vakitsiz, yersiz ve düzensiz olarak yürüyüşünü durdurması. ...
duraklamak
– fiil. Hareket durumundayken kısa bir süre için durmak veya arada bir durmak.
– fiil, mecaz. Bir süre ses çıkarmamak, bir şey söylememek, duraksamak, tereddüt etmek ...
Düşe kalka
– zf. Güçlükle
– Biriyle yakın ilişki kurarak ...
düşnam
küfür, sövgü. ...
Düşüp kalkmak (biriyle)
– erkek kadınla veya kadın erkekle yasa ve töre dışı yakın iliçki kurmak
– biriyle çok yakın arkadaşlık etmek ...