– Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak
– Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş veya cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanlar ...
Arama Sonucu – "kal am"
KAMACI
(Tür.) Er. – Top kaması yapan ya da onaran kimse. ...
kamalak
– Sarı katran çıkarılan bir çeşit çam ağacı.
– Karlı havada kanatları ıslanarak uçamayan keklik.
– Altı aylık ve daha büyük keklik yavrusu.
– Tane
– Korkak, şaşkın, uyuşu ...
KAMAN
(Tür.) Er. – Dağların doruğuna yakın olan yerler. ...
KAMANBAY
(Tür.) Er. – (bkz. Kamar). ...
KAMARAN
(Ar.) Ka. – Kızıl Denizde Yemen kıyılan yakınında bir ada. ...
kamarot
– Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli ...
KAMBAY
(Tür.) Er. – Hekim, tabib, doktor. ...
KAMBER
– esk. Sadık köle.
– Büyük boynuzlu öküz.
– Kılavuz
– Arık, cılız.
– Simidin gevrek yerleri.
– Hz. Ali’nin sadık kölesi.
– Bir eve çok gelen kimse. ...
Kambersiz düğün olmaz
– her toplantıda veya her işin içinde bulunmak merakında olanlar için yarı sitem, yarı şaka olarak söylenen bir söz. ...
KAMBiN
(Fars.) Ka. – Mutlu, bahtiyar. ...
kambriyen
– Birinci Çağın ilk dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer katmanları. ...
Kambur kambur üstüne
Bir sıkıntı bitmeden bir başka sıkıntının baş laması, tersliklerin üst üste gelmesi. ...
KAME
– Değişik renkli üst üste iki katmandan oluşan ve üstteki katmanına kabartma bir desen yapılan değerli taş. ...
KAMELYA
– Çaygillerden, büyük, beyaz, pembe veya kırmızı renkte çiçekler açan, dayanıklı yapraklı bir bitki, Japon gülü, Çin gülü (Camellia japonica). ...
kamer
ay. ...
kamer-i münir
– Parlak, aydınlık ay.
– Nurlandıran ve aydınlatan ay. ...
kamera
– sinema, televizyon. Görüntülerin filme alınmasını sağlayan alet, alıcı.
– Kameraman.
– ünlem. Bir çekime başlanırken, yönetmenin alıcıyı çalıştırmaları için verdiği buyruk ...
kameraman
– Alıcıyı doğrudan doğruya çalıştıran ve yöneten, alıcı hareketlerini gerçekleştiren, görüntülerin filme alınmasını sağlayan kimse, çekimci, kamera. ...
kameriye
– Bahçelerde yazın oturulmak için yapılan, kafes biçiminde, kubbeli, üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak
– Kameriyye ...
kamerunun başkenti
– Yaunde ...
kamet
– Boy, endam
– Farz olan namazdan önce okunan iç ezan.
– Gürültü, kavga, ses ...
kamil
1.tam. 2.olgun. 3.bilgili. ...
kamil
1.tam. 2.olgun. 3.bilgili. ...
KAMiL
(Ar.) Er. 1. Bütün tam noksansız, eksiksiz. 2. Kemale ermiş olgun. 3. Yaşını başını almış terbiyeli, görgülü. 4. Alim, bilgin, geniş bilgili. – (bkz. Kemal). ...