Verdiği sözden ya da yapacağı işten dönmek. (Kars. Yüz geri etmek.) ...
Arama Sonucu – "kanal,ark,su yolu"
çarka
– tarih. Osmanlı ordusunda öncü görevi. ...
çarkıfelek
– Yakıldığında dönerek kıvılcım saçan donanma fişeği.
– Bir tür talih oyunu.
– mecaz. Talih, kader.
– bitki bilimi. Çarkıfelekgillerden, güzel, büyük, parlak kırmızı çiçekleri ...
çarkına etmek (okumak)
– argo birine büyük kötülük yapmak veya işini bozarak zarar vermek ...
çarkıt
– sıfat, halk ağzında. Eski, bozuk, sakat ...
çarpım tablosu
– Birden dokuza kadar birbiriyle çarpılan sayıların çarpımlarını gösteren çizelge, çarpım cetveli, kerrat cetveli ...
çarsu
dört yön. ...
çarşur etmek (bir şeyi)
Elindeki parayı vb’yi gereksiz yerlere harca yıp tüketmek. ...
çarşur olmak
Yararsız yere harcanıp ziyan olmak. ...
casus
– Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, dil avcısı, çaşıt, ajan
– İng.spy
– Alm.spion
– Fr.espion ...
casus ajan
– çaşıt ...
casusi
casusluk, ajanlık. ...
casusluk
– Casus olma durumu, çaşıtlık, ajanlık, espiyonaj ...
çatık yüz (şehre, surat)
öfkeli yüz. ...
Cehenneme kadar yolu var
“Hiç buralarda görünmesin, defolup git sin, cehenneme gitsin.” anlamında kızgınlık sözü. ...
Celasun
– Kahraman, cesur, atak delikanlı, yiğit.
– Genç ve sağlıklı, gürbüz kimse ...
çELiKSU
(Tür.) Er. – (bkz. çelik). ...
çenen tutulsun
“Konuşamaz ot” anlamına ilenme sözü. ...
çenesi düşük
– Çok gereksiz şeyler konuşan (kimse), boşboğaz, geveze ...
cenub-i şark
güneydoğu. ...
cesur
cesaret sahibi. ...
cesurane
– sıfat. Cesura yakışan
– zarf. Cesurca ...
çETiNSU
(Tür.) Er. – (bkz. çetin). ...
çevre yolu
– Şehir trafiğini aksatmamak amacıyla yerleşim yerinin dışından geçen ve şehir yollarına bağlanan ana yol.
– Gidiş geliş tıkanmalarını önlemek, dolaşımı hızlandırmak, kent içi yolların ken ...
CHARLiE PARKER
Caz tarihinin en büyük doğaçlamacısı olarak bilinen ABDli Alto saksofoncu ...