– Gittikçe zorlaşmak, tehlikeli ve korkulacak bir durum almak ...
Arama Sonucu – "kast etmek"
vakfetmek
– Mal ve mülkünü satılmamak şartıyla bir hayır kurumuna veya işine bağışlamak
– mec. Adamak, bir şeyin bütününü bir işe vermek
– Arapça va®f + Türkçe etmek ...
vaz etmek
koymak. ...
vaz-ı yed etmek
el koymak. ...
vazetmek
-i, eskimiş. Koymak ...
vefa etmek
sözünde durmak, vefa göstermek. ...
vefat etmek
ölmek. ...
veto etmek
– reddetmek, kabul etmemek ...
vikaye etmek
korumak, esirgemek, kayırmak. ...
viran etmek
yıkmak, harap etmek. ...
vird etmek
dua etmek. ...
vürud etmek
girmek, gelmek. ...
yad etmek
anmak, hatırlamak. ...
Yağcılık etmek (birine)
Ona dalkavukluk etmek, onun hoşuna gide cek sözler söylemek ...
Yalan yere yemin etmek
Yalanı yeminle pekiştirmek ...
yardım etmek
– kendi gücünü, imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanmak ...
Yataklık etmek (birine)
Suçluyu gizlice barındırmak ona yardım et mek ...
yayın kirişini gevşetmek
– yasmak ...
Yazık etmek (bir şeye, birine)
– boş yere zarar vermek ...
Yemin etmek
1. Kutsal bir şeyi tanık göstererek söz vermek (Kars. Ant işmek.) -2. Doğru olduğunu ileri sürmek. -3. Bir şeyi yapmaya kesin söz vermek. ...
yenilgiyi kabul etmek
– pes etmek, abondone olmak ...
Yer etmek
1. Bir şey bir yerde yerleşip kalmak, -2. Bir şey bir yerde iz bırakmak. ...
Yerinden etmek (birini)
Onun işini, sahip olduğu yeri yitirmesine ne den olmak. ...
Yerle bir etmek (bir yeri)
Orayı kullanılamayacak ölçüde tahrip etmek. ...
yetmek
– Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak.
-e Yeterli sebep olmak
– Kötü bir davranış, durum, tutum yeterli olmak, kâfi gelmek
-e, mecaz. Başkasına gereksinim duymamak, ken ...