(Tür.) Er. – Sarp, uçurumlu kaya. ...
Arama Sonucu – "yar etmemek."
YARKIN
(Tür.) – şimşek, ışık, ışıklı. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. ...
YARLIK
(Tür.) Er. 1. Buyruk, ferman. Yasa, kanun. 2. Yoksul, acınan. 3. Bağış, lütuf. ...
yarlıgamas
– Acımasız, acımaz, bağışlamaz ...
yarlık
– Buyruk, ferman.
– Yasa, kanun
– Yoksul.
– Bağış, lütuf.
– berat, menşur. ...
yartım
– Ayrılmış ...
Yartu
– Yonga
– Talaş
– üzerine bir şey yazılan levha
– Tahta ...
YARUK
(Tür.) Er. – Işık, aydınlık, parlaklık, parıltı. ...
yaşlı ihtiyar kimse
– kocamış ...
yelken yarışı
– Yelkenli tekneler arasında yapılan yarışma ...
Yer yarılıp işine girmek
1. Kaybedilen (kaybolan) bir şey bir türlü bulunamamak -2. Utanandan ne yapacağını bilemez duruma gel mek ‘ . ...
yetkili yargıç
– hukuk. Bir davayı görmekle ve yürütmekle sorumlu ve ehliyetli hâkim ...
yetkili yargıçlık
– Yetkili yargıç olma durumu
– Yetkili yargıcın yaptığı iş ...
Yırtık yarık
– çak ...
yönetmen yardımcısı
– Yönetmene her konuda yardımcı olmakla görevli kimse, reji asistanı ...
yüreği yaralı
– sıfat. Felakete uğramış (kimse), yüreği dağlı
– Gönlü yaralı, âşık, tutkun (kimse), yüreği dağlı ...
yüreği yaralılık
– Yüreği yaralı olma durumu ...
yürek yarası
– Aşktan, özlemden, başarısızlıktan duyulan büyük keder, aşırı üzüntü, kalp yarası ...
yüzme koşu ve bisiklet yarışından oluşan dal
– triatlon ...
zaman ayarlı
– sıfat. Belirli bir ana ayarlanmış olan ...
ziyaret
– Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
– Bir yeri görmeye gitme.
– Yatır, türbe ...
ziyaret yeri
– Hayır işlemek veya saygı göstermek için gidilen yer, ziyaretgah ...
ziyaretçi
– Ziyaret eden, ziyarete giden kimse, görüşmeci ...
ziyaretçilik
– Ziyaretçi olma durumu ...
ziyaretgah
ziyaret yeri. ...