– Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi
– Bir şeyin ağırlığı.
– Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar
– Eşya
– mecaz. Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev
– mecaz. Tedirginlik veren şey, engel.
– fizik. Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarı.
– tarih. Yüz bin kuruşluk mal veya tutar
– halk ağzında. Doğacak bebek.
– eskimiş. Yüklük
– hamule
– Ruhsal sağaltımla ya da toplumsal yardımla uğraşan uzmanların belirli bir zamanda üzerinde çalıştıkları kişilerin sayısı.
– Osmanlılarda 100.000 akçe tutarında para
– İpek için kullanılan bir ağırlık ölçeği.
– şarj
– Gemiye taşınmak üzere yüklenilen her çeşit mal
– Deniz mal taşımalarında sözleşmesi gereğince ödenen taşıma ücreti.