– Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak
– Düğümlemek
– (-i) Yara ilaç koyup bezle sarmak
– (-i) Denk yapmak, paket yapmak
– Anlaşma yapmak
– (-i) Uyulması zorunlu olmak
– (-i, -e) Eklemek, bir araya getirmek, birleştirmek
– Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak
– (-i) Sona erdirmek, bitirmek, tamamlamak.
– (-i) Geçişi engellemek
– (-i) Birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek.
– (-i) Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek.
– mec. Gönlünü kazanmak
– mec. Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak.
– mec. Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak
– Akan suyun önüne set yapmak.
– Akışı istenilen tarafa çevirmek, yöneltmek.
– Büyülemek, aldatmak.
– Erkeği büyüleyerek cinsî bakımdan iktidarsız kılmak.
– Kısmetine manî olmak
– Kapamak.
– bk. kapu bağlamak
– Durdurmak, alıkoymak, menetmek.
– Sarmak.
– Hasretmek, tahsis etmek, mütevakkıf bulmak.
– Hasıl etmek.
– İng. attach, bind, connect, link