– Barışma işi “Biz baba kız biliyorduk ki bu gibi kaçışlar, bir barışla biter. -M. Ş. Esendal.”
– Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh, hazar “Atatürk’ün insan haklarına ve dünya barışına ne kadar saygılı bir lider olduğunu ifade etti. -H. Taner.”
– Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç “Barış içinde yaşamak.”
– Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam “Devlet işçi işveren iliçkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır. -Anayasa.”
– Götürü, kabala, toptan.
– bk. Harp, Sulh
– sulh (karş. uzlaşma). ~ yargıcı: sulh hakimi. ~ yargılığı: sulh mahkemesi.
– Savaş içinde olmayan bir ülkenin durumu.
– Savaştan sonra dev letler arasındaki iliçkilerin yeniden kurulması.
– İng.peace
– Alm.friedensvertrag
– Fr.paix