– sf. Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı
– İyi, hoş
– Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran
– Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran
– Görgü kurallarına uygun olan.
– Sakin, hoş (hava)
– Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı
– Pek iyi, doğru
– Güzel kız veya kadın
– Güzellik kraliçesi
– zf. Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde
– zf. Adamakıllı, şiddetli
– (Sözcüğün somut anlamı: Görmeyle ilgili, göze hoş görünen). Estetiğin temel kavramı; değer yargılarının ana kavramlarından biri. Güzel, genellikle uyumlu birlik olarak kabul edilir. Platon’dan beri güzel üzerine çeşitli öğretiler geliştirilmiştir.
– İnsanın estetik duygusunu heyecana getiren hal.
– Biçimindeki uyum ve ölçülerindeki dengeyle hayranlık dugusu uyandıran ve hoşa giden (yazı, şiir, yapıt).
– Hoşa giden, hayranlık uyandıran, beğenilen
– Fr. Le beau, beau