– denizcilik. Yan yana ilerleyen iki tekne tarafından çekilen geniş ağızlı büyük balık ağı. ...
Arama Sonucu – "çe güyem"
çektirmek
– Çekme işini yaptırmak
– Birini sıkıntılı duruma sokmak, içinden çıkılamaz duruma düşürmek ...
çekuç
çekiç. ...
çekül
– Ucuna küçük bir ağırlık bağlanmış iple oluşturulan, yer çekiminin doğrultusunu belirtmek için sarkıtılarak kullanılan bir araç, şakul.
– öğendirenin alt ucundaki demir sıyırgı.
– D ...
çekyat
– Gerektiğinde açılıp yatak durumuna getirilebilen koltuk, kanepe ...
CELA
Gurbete gitme ...
celadet
– Yiğitlik, kahramanlık ...
celal
– esk. Büyüklük, ululuk.
– Öfke, kızgınlık “Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal? -M. A. Ersoy.”
– Yücelik, ululuk, değer. ...
CELAL-HARAZA-RiS
öfke ...
CELALEDDiN
(Ar.) Er. 1. Dini savunan. 2. Dinin ululadığı, övdüğü. Celaleddin Harizmşah ...
celallenmek
– Öfkelenmek, kızmak ...
Celasun
– Kahraman, cesur, atak delikanlı, yiğit.
– Genç ve sağlıklı, gürbüz kimse ...
CELAYiR
(Tür.) Er. – Moğol kavminin bir kolu olup birçok kabileyi bünyesinde toplamıştır. Celayirliler devleti, kendisine ilhanlılar devletini örnek almıştır. ...
celb
kendine çekme. ...
celb edilmek
1.kendine çekilmek. 2.yazı ile çağırılmak. ...
celb etmek
1.kendine çekmek. 2.yazı ile çağırmak. ...
celbe
– Avcı çantası ...
celbetmek
-i Kendine çekmek
-i Getirtmek ...
celbname
çağırı mektubu. ...
CELCA-CEMMA-ECEMM
Boynuzsuz koyun ...
çeldirmek
-i Çelme işini yaptırmak.
-i Yanılmasına yol açmak ...
celeb
sığır tüccarı. ...
çelebi
– Bektaşi ve Mevlevi pirlerinin en büyüklerine verilen unvan.
– eskimiş. Hristiyan tüccar
– sıfat. Görgülü, terbiyeli, olgun (kimse) ...
çelebileşmek
– Görgülü, terbiyeli, olgun bir kimse olmak ...
çelebilik
– Çelebi olma durumu.
– Çelebice davranış ...