Vakti gelmeden ölü doğan yavru ...
Arama Sonucu – "Bağ kütüğü"
BAğAN-ASTRAGAN
ölü doğan kuzunun derisi ...
BAğATUR
(Tür.) Er. – Cesur yiğit. ...
BAğBA
Su kaplumbağası ...
BAğBAN
Bağ bekçisi ...
bağban
bahçıvan. ...
bağboğan
– bitki bilimi. Küsküt. ...
bağçe
bahçe. ...
bağçevan
bahçıvan. ...
BAğCI
üzüm yetiştiren ...
bağcık
– Bağlama işinde kullanılan şerit biçiminde bağ
– Ayakkabı bağı ...
bağda
– halk ağzında. Ayağa vurulan, ipten, ağaçtan veya demirden yapılan köstek.
– Güreşçi çelmesi, sarma. ...
BAğDADi
Yapı çıtası ...
BAğDAGüL
(Tür.) Ka. – Değeri ölçülemeyen gül. ...
bağdalamak
-i, halk ağzında Düşürmek için ayağını birinin ayaklarına takmak, çelme atmak.
-i, halk ağzında, spor Güreşte rakibe ayak sarması takmak. ...
bağdamak
– (-i) Birkaç şeyi birbirine geçirerek bağlamak.
– mec. İçinden çıkılmayacak bir duruma getirmek, kördüğüm etmek.
– Çelme takmak
– Güreşte sarmaya almak, çelme takmak ...
BAğDAş
(Tür.) Er. – Yakın arkadaş, dost. ...
Bağdaş kurmak
Sol ayağını sağ bacağın, sağ ayağını da sol baca ğın altına alıp oturmak. ...
bağdaşık
– sıfat. Birbirlerine benzer karakterlere veya yapıya sahip parça veya birimlerden oluşan (bütün veya topluluk), mütecanis, homojen.
– biryapımlı.
– mütecanis
– Yapıca özdeş ol ...
bağdaşım
– Tutarlık, tutarlılık, insicam
– TV. Renkli ve siyah-beyaz televizyon imlerinin birbirine dönüştürülebilme niteliği.
– Renkli ya da siyah-beyaz televizyon almacının, kendine ilişkin ...
bağdaşma
– Bağdaşmak işi, imtizaç. ...
bağdaşmak
– (-le) Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek
– Çocuk oyunlarında arkadaş olmak.
– (-e) Bağdaş kurup oturmak
– Bir iş veya oyun için anlaşmak, uzlaşmak, eş tutmak, ortaklaşm ...
bağdaşmaz
– sıfat. Uyuşmaz, tutarsız. ...
Bağdat
– Irakın başkenti olan tarihsel kent.
– Karnını doyurmak anlamındaki Bağdat’ı tamir etmek deyiminde geçen bir söz ...
BAGEL
Musevi simidi ...