çoğunlukla mor kadife üzerine sırma ile kabartma dal , yaprak ve çiçek işlenmiş giysi ya da örtü ...
Arama Sonucu – "Bin milyon"
Binde bir
çok seyrek olarak; nadiren. ...
Bindiği dalı kesmek
– Kendisine gerekli ve yararlı olan şeyi farkında olmadan yararsız duruma getirmek, kendi eliyle yok etmek ...
binding
bağlama, ciltleme ...
bindirilmiş kuvvetler
– askerlik. Motorlu taşıtlara bindirilmiş asker birlikleri ...
Bindirim
– Zam.
– sin. İlk çekimin son görüntülerinin yavaş yavaş silikleştirilmesi, ikinci çekimin ilk görüntülerinin gittikçe güçlendirilmesinden sonra belli bir noktada iki çekimin görüntülerini ...
Binek
** Binmeye yarayan otomobil, at vb. ** Binmeye ayrılmış şey
...
binemek
tuzsuz. ...
biner
– sıfat. Bin sayısının üleştirme sayı sıfatı
– Her birine bin, her defasında bini bir arada olan ...
bineva
– Zavallı, nasibsiz, muhtaç, çaresiz. ...
BiNGi
Kubbe ile kemerlerin arasını kapatan üçgen biçimindeki kubbe parçalarından her biri ...
BINGILDAK
Kafatası , tüm kemikleşmeden önce , kemiklerin birleşme yerlerinde bulunan kıkırdak bölüm ...
bingöl ilçesi – ilçeleri
Adaklı
Genç
Karlıova
Kiğı
Solhan
Yayladere
Yedisu ...
BiNHAN
(Tür.) Ka. – Hanların hanı. ...
BiNi
Boşluğu örtmek için kapı ve dolap kapaklarının kenarlarına çakılan çıta ...
BiNi
Kapı veya dolap kanatlarının kenarına çakılan çıta ...
bini
burun. ...
bini aşmak (bir şey)
– çok fazla olmak, sınırı aşmak ...
Bini bir paraya
Pekçok, bol. ...
binihaye
sonsuz, bitmez tükenmez. ...
binilmek
-e Binme işi yapılmak ...
Binin yarısı beş yüz (o da bizde yok)
“Tasalanmana gerek yok.” anlamında avutma sözü. ...
biniş
– Binme işi
– Üniversite öğretim üyelerinin giydikleri cübbe
– tarih. Yüksek aşamalı bilginlerin ve yeniçeri subaylarının giydikleri cübbe
– Atlı alay
– Atlı alayda giyil ...
binişmek
– nsz. İki parçadan biri, öbürünün üstünde olmak
– Kas kirişleri birbiri üstüne binmek
– Kırık bir kemiğin iki parçası birbiri üstüne gelmek ...
binit
– Binilecek taşıt veya hayvan, binek atı
– Hamur durumundaki ekmeklerin, fırına atılmadan önce içine konulduğu oyuk gözlü tahta.
– Ekmek olacak hamurların (bezelerin) konulduğu ağaçt ...