(Tür.) Er. – Soylu kanlar. ...
Arama Sonucu – "Bin milyon"
binkat
– zarf. Pek çok, kıyaslanmayacak ölçüde ...
binmek
-e Yüksek bir şeyin veya bir hayvanın üstüne çıkıp ayaklarını sallandırarak oturmak
– Bir yere gitmek için tren, vapur, uçak, otomobil vb. bir taşıtta yer almak
– Bisiklet, motosiklet, bin ...
BiNNAZ
(Tür.) Ka. 1. Nazlı. 2. Cilveli. 3. Allaha yalvaran. ...
binnetice
sonuçta, sonuç olarak. ...
binnisbe
bir dereceye kadar, nispeten. ...
BiNNUR
(Tür.) Ka. 1. Nurla özdeşleşmiş. 2. Bin tane nur. ...
bint
kız. ...
BiNTUğ
(Tür.) Er. – (bkz. Binkan). ...
BiNYAPRAK
Akvaryumlarda çokı kullanılan bir süs bitkisi ...
binyıl
– Bin yılı içine alan zaman dilimi, milenyum. ...
bir binanın veya odanın içinin resmedilmesi
– Enteriyör ...
Bir dokun bin ah işit (dinle) (kase-i fağfurdan)
“insanların dertlerini biraz deşmeye gör; hemen her türlü şikayetlerini dile getirirler.” anlamında. ...
bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır
– “bir şeyi herkes ister ancak onu bir kişi elde edebilir” anlamında kullanılan bir söz ...
bire bin katmak
– çok abartmak ...
bobin
– Makara.
– Fotoğraf filmi rulosu
– Tampon silindiri veya mihver boru etrafına sarılmış kağıt veya kartonun sürekli uzunluğu.
– fiz. İçinden elektrik akımı geçebilen yalıtılmış ...
bobinaj
– fizik. Bir filmi veya mıknatıslı kuşağı bir makaradan başka bir makaraya sarma
– Fransızca. bobinage ...
Borç bini açmak (borç gırtlağa çıkmak)
– Borç, altından kalkılamayacak duruma gelmek ...
burnunun dibine sokulmak
– çok yaklaşmak, iyice yaklaşmak ...
cabinet
dolap ...
canı cebinde
– sıfat, mecaz. Zayıf ahlaklı (kimse). ...
cebin
Alın, yüz.
Korkak
Uslu ...
Cebin-i safi
Temiz Alın ...
CEBiN-NASiYE
Alın ...
Cebinde akrep olmak
Cimri olmak, para harcama konusunda çok is teksiz davranmak. (Kars. Eli cebine varmamak.) ...