– Avro, Euro ...
Arama Sonucu – "Bir işi yerine getirme"
aba altından sopa (veya değnek) göstermek (birine)
– imalı bir biçimde tehdit etmek ...
Abayı Sermek (bir yere)
– istenilmediği halde teklifsizce yerleşmek
– uzun süre yerleşip kalmak ...
Abayı Yakmak (birine)
– Aşırı biçimde gönül vermek, tutulmak, aşık olmak ...
abbisi
– Darısı ...
ABDüLHABiR
(Ar.) Er. – Her şeyin iç yüzünden, gizli ve saklılıklarından haberdar olan Allahın kulu. (bkz. el-Habir). Allahın isimlerinden. ...
ABDüLKEBiR
(Ar.) Er. – Kebirin, büyüklük ve Azamette eşsiz olan Allahın kulu. – Kebir; Allahın isimlerindendi. (bkz. el-Kebir). ...
abir
Safran , amber ve misk karıştırılarak yapılan güzel bir koku
abir
yaya ...
abir-i sebil
– Yolda giden yolcu ...
aceleye getirmek
– bir işi üstünkörü, özenmeden yapmak ...
Acem işi
– Döşemelik kumaşların üzerine renkli ipek iplikle işlenen, yer yer altın veya gümüş boncuklarla süslenmiş nakış ...
acemi birliği
– ask. Acemi askerlere eğitim yaptırılan yer ...
acil ihtiyaç kredisi
– ekonomi. Artı para ...
Aciz bırakmak (birini)
Birini çaresiz, güçsüz duruma getirmek. ...
Acı gelmek (bir şey, birine)
– dokunmak, kırmak, üzmek
– Bir söz, durum, davranış ona dokunmak, onu üzmek. ...
Açığa çıkarmak (birini) (bir şeyi)
– ortaya çıkarmak, gözler önüne sermek, anlaşılır duruma getirmek
– Bir durumu fark ederek aydınlatmak.
– O şeyi kimyasal bir işlemle başka şeylerden ayırmak.
– işinden çıkarma ...
Açığını kapatmak (birinin) (bir şeyin)
– Birinin eksik bıraktığı işleri tamamlamak.
– Birini hesap açığını ödemek.
– eksiğinin veya küçük düşürücü durumunun anlaşılmamasını sağlamak
– eksiğini tamamlamak ...
Açığını yakalamak (birinin)
Onun hesap hilesini, yalanını, hatalı bir işini fark etmek, bulmak. ...
Açık bono (çek, kart) vermek (birine)
– Bir kimseye bir konuda sınırsız yetki vermek, tanımak ...
Açık etmek (bir şeyi)
– Belli etmek (Kars. ipucu vermek.) ...
Açıklık getirmek (izahetme)
– bir konu veya sorunu anlaşılır duruma getirmek.
– Konuyu daha anlatılır kılmak. ...
Acısını çekmek (bir şeyin)
– yapılan yanlış bir işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntü içinde bulunmak ...
Acısını çıkarmak (bir şeyin) (bir kimseden)
– Zamanında gereği gibi yapılamayan birşeyi fırsatı düşünce fazlasıyla yapmak; telafi etmek, gidermek.
– Yapılan bir kötülüğe kötülükle karşılık verip öç almak; intikam almak.
– acıl ...
Açmaza getirmek (düşürmek, sokmak) (birini)
– düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak. ...
ad değişimi
– bk. değişmece ...