Söylenen her şeyi anlamadan, dinlemeden doğrulamak; onaylamak. ...
Arama Sonucu – "Bir işi yerine getirme"
Ahı tutmak (birinin)
Bedduası, kötülük yapan kimseye etki etmek. ...
aile meclisi
– top. b. Aile bireylerinin ortak görüşlerini belirleyen ve yerine getiren heyet ...
aile reisi
– Kanunlara göre aile yükümlülüğünü taşıyan kimse ...
AK etmek (birini)
Onu yenmek. ...
akasyadan elde edilen bir zamk
– zamkıarabi
– arap zamkı ...
akdeniz anemisi
– beta talasemi ...
Akıbetine uğramak (birinin)
Aynı kötü duruma düşmek. ...
Akıl almak (danışmak, sormak) (birinden)
Ondan herhangi bir konuda bilgi, görüş, öğüt istemek. ...
Akıl danışmak (birine)
bk. Akıl almak ...
akıl dişi
– Yirmi yaş sıralarında altlı üstlü ve sağlı sollu, damakların en gerisinde çıkan azı dişi, yirmilik diş, yirmi yaş dişi ...
Akıl ermemek (erdirememek) (bir şeye)
Onun ne olduğunu anlaya mamak. ...
Akıl etmek (bir şeyi)
– herhangi bir önlem veya çareyi zamanında düşünmek ...
Akıl öğretmek (vermek) (bir kimseye)
– Birine nasıl davranacağını göstermek, yol göstermek, akıl vermek ...
Akıl sır ermemek (birşeye)
– bir işin niteliğini, gizli yönlerini anlayamamak. ...
Akıl sormak (birinden)
bk Akıl almak. ...
Akıl vermek (birine)
– Akıl öğretmek. ...
Akılda kalmak (bir şey)
– Unutulmamak, hatırlanmak, akılda yer etmek ...
Akıntıya bırakmak (bir şeyi)
Olayların gelişmesini engellemeye şa lışmadan sonucu kabullenmek. (Kars. işi oluruna bırakmak.) ...
Aklı almamak (bir şeyi)
1. Onu anlayamamak, kavrayamamak. -2. Bir şeyin olabileceğine inanmamak, gerçekleşebileceğini düşüneme me ...
Aklı başından bir karış yukarı (yukarda)
Aklına esenleri düşünme den yapan (kimse). ...
Aklı bir karış havada
Dikkatsiz, dağınık, dalgın (kimse, genç). ...
Aklı ermek (yetmek) (bir şeye)
çevresinde olup bitenleri, doğruyu yanlışı anlamaya başlamak; anlayacak düzeyde, durumda olmak. ...
Aklı kalmak (bir şeyde, birinde)
Sevdiği, beğendiği bir şeyi düşün mekten kendini alamamak. ...
Aklı takılmak (bir şeye, birine)
Hep o şey, kimse üzerinde durup dü şünmek. ...