(Tür.) Er. – Gururlu, kibirli. ...
Arama Sonucu – "Burun otu"
KOTUZHAN
(Tür.) Er. – (bkz. Kotuz). ...
Kuzu postuna bürünmek
Saldırgan olduğu halde kendisini yumuşak huylu olarak göstermek. ...
lohusa otu
– bitki bilimi
İki çeneklilerden, çiçekleri koyu kahverengi ve pis kokulu, tırmanıcı bir bitki, kabakulak otu, karaasma, kurtluca, zeravent (Aristolochia). ...
Lök gibi oturmak
Bütün ağırlığıyla bulunduğu yeri kaplarcasına otur mak. ...
lotus
– bit. b. Nilüfer cinsinden birçok bitkiye verilen genel ad ...
Mideye oturmak
Yenen bir şey midede sindirilemeyip rahatsızlık ya ratmak. ...
mübarek otu
– bitki bilimi. Birleşikgillerden, sarı çiçekli, bir yıllık ve otsu bir bitki ...
Münakaşa götürmek (götürmemek)
– Tartışılabilir nitelikte olmak (tartışma olanağı yaratmayacak kesinlikte olmak) ...
Notunu vermek
Eylemlerine bakarak, olaylar karşısındaki tutumunu inceleyerek bir kişi hakkında yargıya varmak ...
ölümle burun buruna gelmek
ölüme yol aşabilecek tehlikeli bir durumda karşılaşmak. ...
Ortalığı (bok) götürmek
çevreyi (bok, pislik} kaplamak ...
Öteye götürmek
– ötelemek ...
ötüken
– Oğuz Destanı’nda Tiyenşan dağlarıyla Orhun havzası arasında bulunduğu belirtilen, ormanlık, kutsal bölge.
– Moğ. Yer ilahesi ...
oturaklı
– sf. Sağlam, gösterişli
– Yerinde sağlam duran.
– Doğal yapısına, amacına uygun.
– Yerinde ve sırasında söylenen, çarpıcı (söz).
– mec. Saygı uyandıran, ağırbaşlı (kimse ...
oturum
– Bir meclis veya kurulun çözümlenmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak için yaptığı birleşimlerden her biri, celse
– Bilimsel toplantıların aynı anda veya art arda gerçekleştirilen böl ...
Oturup kalkmak (biriyle)
Onunla birlikte hareket etmek davranışları nı onunkine benzetmek ...
Pislik götürmek (bir yeri)
O yerin her yanı çok pis olmak. ...
Potuk
– Deve yavrusu.
– Kırmalı ve geniş.
– Kısa boylu, bodur, tıknaz (kimse).
– Tombul
– Küçük, cüce (hayvan).
– Manda yavrusu.
– Köpek yavrusu.
– Ayı yavrus ...
Rayına girmek (oturmak)
işler yolunda, tıkırında gitmeye başlamak, dGzena girme*; yörüngesine durmak. ...
Rayına koymak (oturtmak) (birisi)
1. işleri belli bir düzene sok mak -2, işlerin yolunda, tıkırında gitna/e bağlamasını sağlamak; yö rüngesine oturtmak. ...
rötuş
– Fotoğrafçılıkta resimleri basmadan önce negatif üzerinde düzeltme işi.
– Düzeltmek amacıyla yapılan değiştirme ...
şaka götürmemek
1. Bir şakadan hoşlanmamak. -2. Bir iş savsakla maya, dikkatsizliğe gelmemek. ...
şapa oturmak
Umduğunu bulamayıp güç duruma düşmek ...
sevk eden, götüren
– gönderen
– sürükleyen, iten ...