Uygun bir ortam ortaya çıkmak. ...
Arama Sonucu – "Düş i ıztırar"
Fırsatını düşürmek
Uygun, kolay bir yol bulmak. ...
FUNDUS
Midenin genişlemiş kısmı ...
Gayret dayıya düştü
“Söz konusu iş onu başarabilecek olana kaldı.” anlamında. ...
Gölge düşürmek (bir şeye)
Bir şeyin bilerek ya da bilmeyerek değe rini azaltmak. ...
Gözden düşmek
Başkalarının sevgi, saygı ve güvenini söylediği söz ler ya da yaptığı davranışlar nedeniyle yitirmek. ...
gündüşkünlügü
– ikbalperestlik ...
Gurbete (gurbet ellere) düşmek
çeşitli nedenlerle aile ocağından uzakta yaşamak. ...
Haddi mi? (haddine mi düşmüş?)
“Onda bunu yapacak güç, yetenek, cesaret yoktur.” anlamında tehdit, küçümseme yollu söylenir. ...
Halsiz düşmek
Güçsüz kalmak; bitkin düşmek. ...
Hataya düşmek
Yanılmak, farkında olmadan bir yanlışlık yapmak. ...
Hayrete düşmek
şaşmak, şaşırıp kalmak. ...
Herkesin ağzına düşmek (herkesin ağzına sakız olmak)
Dedikodu konusu olmak. ...
Hesaptan düşmek (bir şeyi, birini)
1. Bir alacağı ya da borcu hesaptan çıkarmak. -2. Bir şeyi, bir kimseyi yok saymak. ...
Hık demiş (anasının, babasının) burnundan düşmüş
Pekçok yönü, özelliği anasına, babasına benzeyen (kimse). ...
hudus
meydana gelme, vukubulma. ...
iç ses düşmesi
– Kelime içindeki bir ünsüzün kaybolması ...
içeriye düşmek
– hapse girmek ...
içine kurt düşmek
– kendisine zararı dokunacak bir durum meydana geleceğinden kuşkulanmak ...
ide düşünce
– fikir, idea, mütalaa ...
iğne atsan yere düşmez
Bir yerin çok kalabalık olduğunu belirtmek içtn kullandır. ...
ihtilafa düşmek
– anlaşamamak, bozuşmak, uyuşamamak ...
ikbal düşkünlüğü
– İkbal düşkünü olma durumu
– İyi bir yaşantısı varken gözden düşerek yoksul olma durumu
– Makam ve mevki hırsı olma durumu ...
ikbal düşkünü
– sıfat, mecaz. İyi bir yaşantısı varken gözden düşerek yoksulluğa mecbur kalan (kimse).
– sıfat, mecaz. Makam ve mevki hırsı olan (kimse). ...
iktidardan düşmek
– devlet yönetiminde yetkiyi başka bir partiye bırakmak zorunda kalmak.
– cinsel gücü azalmak ...