– Mat: Dört işlem. (Toplama, çıkarma, çarpma, bölme.)
– Amal-i Erbaa ...
Arama Sonucu – "Düş -i "
abdusens
– anat. Uzaklaştırıcı
– dışaçekme
– İng. abducens ...
ABDUSSABUR
(Ar.) Er. – Sonsuz sabır ve genişlik sahibi Allahın kulu. Allahın isimlerinden, (bkz. es-Sabur). ...
ABDüşşAHiD
(Ar.) Er. – şahidin kulu. Görünen ve görünmeyen eşyanın hepsini görücü ve tasarruf edici olan ve her şeyi müşahade altında bulunduran Allahın kulu. – şahid, Allahın isimlerindendir. (b ...
ABDüSSAMED
(Ar.) Er. – Kimseye hiçbir şeye muhtaç olmayan, Allahın kulu. – Samed, Allahın isimlerindendir. “Abd” takısı almadan kullanılmaz. Türk dil kuralı açısından “d/t̶ ...
ABDüşşEKüR
(Ar.) Er. – Emrine uyan, yasaklarından sakınan kullarını seven ve çok ikramda bulunan Allahın kulu. – şekür, Allahın isimlerindendir. “Abd” takısı almadan kullanılmaz. ...
abdüsselam
– Barış, rahatlık, selamete çıkaran, selam eden, zevalsiz ebedi olan Allahın kulu. – es-Selam kelimesi, Allahın isimlerindendir. “Abd” takısı almadan kullanılamaz.
– Ba ...
ABDüSSEMi
– Her şeyden arınmış olarak bütün sesleri, sözleri ve kelimeleri işitip ayırdeden yüce Allahın kulu. (bkz. es-Semi). ...
ABDüSSETTAR
(Ar.) Er. – Günahları örten, gizleyen Allahın kulu. ...
ABiD-INGI-KIVIL
Kıvılcım ...
abir-i sebil
– Yolda giden yolcu ...
açık düşme
– Açık düşmek işi.
– sp. Yağlı güreşte pehlivanın göbeğinin gökyüzünü görmesinden dolayı yenik sayılması. ...
açık düşmek
– nsz Herhangi bir sebeple bir filodan veya istenilen yerden uzakta kalmak
– spor. yağlı güreşte yenilgi sebebi olan sırtı veya yanı toprağa değmek ...
açmaza düşmek
– içinden çıkılması güç durumda kalmak. ...
Açmaza getirmek (düşürmek, sokmak) (birini)
– düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak. ...
acube-i hilkat
– Yaratılış garibesi, yaratılışı çok tuhaf olan
– Acayip, hayrette bırakan bir yaratılışta. ...
Acze düşmek
– çaresiz kalmak, elinden bir şey gelmemek ...
Adamına düşmek (adamını bulmak)
– Bir iş gerçek sahibine verilmek; bir işi en iyi, en kolay yapan kimseyi bulmak.
– (Alay yollu) Karakterine güvenilmeyen kimseyle bir arada olmak, iş yapmak, karşılaşmak.
– alay. en ...
adem-i delil-i sübut
– Davayı ispat edecek bir delilin, belgenin olmayışı; delilsizlik
– Kesin bir delilin bulunmaması. ...
Adem-i ifa
– Yapmamak; yerine getirmemek; borcu ödememek ...
Adem-i iştirak
– Katılmamak ...
adem-i kanaat
– Kanaatsizlik, yetinmeme. ...
adem-i ma’lumat
– (Bir konu hakkında) Bilgisizlik. ...
Adem-i muvaffakiyet (ademi muvaffakiyet)
– Başarısızlık. ...
adem-i muvazenet
dengesizlik. ...