– Kıyılardan uzak sularda avlanmak için iki alamana kayığı tarafından kullanılan, uzunluğu 200-250, genişliği 7-25 kulaç olan büyük ağ. ...
Arama Sonucu – "Duş ı ıztırar"
alan hızı
– fiz. Hareket eden bir cismi, duran bir noktaya birleştiren doğru parçasının birim zamanda taradığı alan.
– Devinen bir cismi duran bir noktaya (konsayı başlangıcı) birleştiren doğru parç ...
Alan razı, satan razı
“Bu ikisi anlaşmış, hiç kimsenin karışmaması gerekir.” anlamında. ...
Alaşağı etmek (birini)
– yetkilerini elinden alıp birini yerinden uzaklaştırmak, atmak, kovmak
– kapıp yere vurmak
– kötülemek, değersiz göstermek ...
Alaşım
– kim. Bir metalin belli oranlarda bir veya birkaç metalle ergimesiyle oluşan yeni metal, halita.
– İki ya da daha çok metalin birlikte eritilmesi sonucu oluşan katı karışım.
– İki y ...
alaşımlama
– Alaşımlamak işi.
– metalbilim: Çözen metale, alaşım öğelerinin eritilerek katılması işlemi
– İng. alloying ...
alaycı
– sf. Alay etme huyu olan (kimse), müstehzi.
– Alay eden, küçümseyen (tutum)
– Gelin getiren erkekler.
– sarakacı ...
Alaycı müstehzi
– sf. Alay etme huyu olan (kimse)
– Alay eden, küçümseyen (tutum), alaylı, küçümseyici
– Gelin getiren erkekler.
– argo. sarakacı
– görkemli, gösterişli ...
Alaylı
– askerlik. Erlikten yetişmiş, askerî okullarda okumadan başarı gösterip rütbe alan ve yükselen subay.
– sıfat, mecaz. Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan (kimse), mek ...
alaysı
– sıfat. Alayı andıran, alaya benzeyen, alay gibi, alayımsı
– alaysıma
– ironik ...
alaysılama
– (Yun. eironeia = İnceden inceye alay etme) : (Sokrates’te) Kendisinin bir şey bilmediğini öne sürüp sorular sorarak karşısındakinin bir şey bilmediğini ortaya çıkarma.
– İng. irony ...
albız
– şeytan ...
Alçak aşağılık
– soysuz, namert, rezil, hain ...
alçak basınç
– meteoroloji. Barometrede 760 milimetre altında bulunan, kötü havayı işaret eden hava durumu ...
alçaklık
– Alçak olma durumu. Alçakça davranış, şenaat.
– Tevazu, alçak gönüllülük. ...
alçılama
– Alçılamak işi. ...
aldı sazı eline
– hiç kimseyi konuşturmadan konuşan kimseler için kullanılan bir söz ...
Aldı yürüdü
“Kısa zamanda büyük gelişme gösterdi.” anlamında. ...
Aldığı aptest ürküttüğü kurbağaya değmemek
Bir işten elde edilen kar, bu işte uğranılan zararı karşılayamamak. ...
aldırış etmemek
– ilgi göstermemek, ilgilenmemek, ilgisiz kalmak
– önem vermemek, aldırmamak, umursamamak ...
aldırmaz
– sf. İlgisiz
– Bir şeye önem vermeyen ...
aldırmaz gamsız
– rahat
– tasasız, vurdumduymaz
– İlgisiz ...
Aldırmazlıktan (aldırmamazlıktan) gelmek
önem vermemek; kayıtsız kalmak. ...
Ale-l-ıtlak
– Genel olarak, salt, umumiyetle.
– Mutlak.
– Mutlaka, nasıl olursa olsun
(alelıtlak) ...
Alegorik anlatım
– Bir şey söylerken başka bir şey kasdederek anlatım
– temsili istiare ...