Amyant liflerinin solunumla akciğerlere girmesinden oluşan bir hastalık ...
Arama Sonucu – "Kadın eş"
ases
– tarih. Osmanlı Devleti’nde Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından önceki güvenlik görevlisi
– eskimiş. Gece bekçisi
– Gerçek, asıl, esas. ...
asileşmek
– (nsz) Karşı gelmek, başkaldırmak, isyan etmek ...
aşık olunan kadın
– maşuka ...
Asıp kesmek
Keyfi ve zorbaca davranmak. ...
Askeri denizcilikte tören için mürettebatın küpeşte boyunca düzenli biçimde dizilmesi
– çamariva ...
askerliği meslek olarak yapan kişi
– Muvazzaf ...
askerlikte serbest yürüyüş
– adi adım ...
asliyye mahkemesi
ilk yargılık. (asliye mahkemesi) ...
aslünesl
soy sop. ...
ASR-ESR
Yüzyıl ...
Astığı astık, kestiği kestik
Zalim, acımasız, zorba (kimse). ...
At pazarında eşek osurtmuyoruz
“Beni dinle, boş şeyler söylemiyo rum.” anlamında. ...
at terbiyesi
– dresaj ...
at yetiştirilen tesis
– hara ...
ateş
– Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr
– Tutuşmuş olan cisim.
– Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç
– Patlayıcı silahların atılması
– G ...
Ateş açmak (birine, bir şeye)
– ateşli silahla mermi atmaya başlamak ...
Ateş almak
1. Tutuşmak, -2. (Silah işin) Patlamak. -3. Birdenbire öf kelenmek ...
Ateş almaya mı geldin?
– uğradığı yerden hemen gitmeye kalkan kimseye sitem olarak söylenen bir söz
– “Niye acele ediyorsun; ne acelen var?” anla mında. ...
Ateş bacayı (saçağı) sarmak
Bir iş çok tehlikeli, önüne geçilemeyecek bir duruma gelmek. (Kars. iş işten geçmek.)’ ...
Ateş basmak
Bir sıkıntı nedeniyle bunalmak, vücut ateşi artmak. ...
Ateş etmek (birine, bir şeye)
Ona silahla mermi atmak. ...
Ateş kesmek
Karşılıklı olarak ateş etmeyi bırakmak. ...
Ateş olsa cirmi kadar yer yakar
“Onu o kadar önemseme, ondan gelebilecek tehlikeyi göze aldık.” anlamında. ...
Ateş pahası (pahasına)
– çok pahalı, fiyatı çok yüksek. ...