– (nsz) Hayvan yere yatıp yuvarlanmak.
– Yuvarlanmak, debelenmek.
– Soğuktan donan ve birdenbire sıcağa tutulan eller çok sızlamak.
– Açlıktan ölmek.
– Rengi uçmak, benzi ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
ağır almak
– Kulağı az işitmek. ...
Ağır basmak
– Bir yön, bir taraf daha üstün gelmek.
– ağırlık olarak fazla gelmek. ...
ağır durmak
– ciddi, ağırbaşlı, oturaklı, soğukkanlı hareket etmek ...
Ağır duymak (işitmek)
Kulakları iyi duymamak. ...
ağır işitmek (veya duymak)
– kulakları iyi işitmemek, az işitmek ...
ağır kaçmak
– gücendirici olmak, uygun düşmemek
– beklenenden fazla olmak ...
ağır kayba uğramak
– maddi ve manevi büyük zarar görmek. ...
ağır makineli
– askerlik. Kundak üzerine oturtulmuş, mermisi özel boyutlarda olan, etkili ateş gücüne sahip tüfek veya top ...
Ağır olmak
Sabırlı, ciddi, soğuk kanlı olmak. ...
ağır oturmak
– ağırbaşlı olmak. ...
ağır satmak
– Nazlanmak, gönülsüz davranmak ...
Ağırdan almak
– bir işi gereken süre içinde bitirmemek, geciktirmek
– bir işi gönülsüz, isteksiz yapmak ...
ağırlama
– Ağırlamak işi, ikram, izaz
– Gelin veya güveyi karşılanırken çalınan kıvrak bir hava.
– Halay oyununda bir musiki usulü, havası.
– Halay oyununun üç bölümünden biri.
– ...
ağırlamak
-i Konuğa saygı göstererek onun her türlü rahatını, gereksinimini sağlamak, ikram etmek, izaz etmek
– Tazim, tevkir etmek, hürmet ve itibar göstermek. ...
ağırlaşmak
– Ağır duruma gelmek.
– Sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak.
– Gökyüzü bulutlu ve karanlık, iç karartıcı bir hâl almak
– Yavaşlamak
– Gebe kadın doğurması yaklaşmak.
R ...
Ağırlığını koymak (Bir şeye, bir şeyden yana)
Etkisini, gücünü, onu desteklemede kullanmak. ...
Ağırlık basmak (çökmek) (birine)
– uyuyacak duruma gelmek.
– gevşeklik ve uyku gelmek
– ağır bir hava kaplamak
– sessizlik oluşmak ...
ağırlık olmak
– sıkıntı vermek
– birine yük olmak, kendi masrafını başkasına çektirmek. ...
Ağırlık vermek (olmak) (birine) (bir şeye)
1. Bir kimseye sıkıntı vermek. (Kars. Yük olmak) -2. Bir şeye önem vermek, öncelik tanımak. ...
ağırsamak
– (-i) Birine karşı soğuk davranarak sıkıntı verdiğini anlatmak.
– Bir işi yavaş yapmak, önemsememek, ilgilenmemek.
– Bir işi ağır bulmak, yük saymak, yüksünmek.
– Yiyecek kokm ...
ağıt yakmak
– Yeni bir ağıt düzmek, söylemek. ...
ağıtlama
– Ölmüşleri anmak için düzenlenen törende okunan övgü.
– Ölmüşleri anmak için yapılan ayinde okunan söylev.
– Fr. Oraison funèbre ...
ağız (veya ağzını) açmak
– konuşmaya başlamak
– kesici aletleri keskin duruma getirmek
– ağır sözler söylemeye başlamak
– azarlamak, paylamak
– alık alık bakmak. ...
ağız açmak
– konuşmaya başlamak
– kesici aletleri keskin duruma getirmek
– ağır sözler söylemeye başlamak
– azarlamak, paylamak
– alık alık bakmak. ...