– Sevinçli bir haber alarak, çok sevinmek, neşelenmek, keyifli olmak. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
Ağzı kulaklarına varmak
– Bir olay, durum karşısında çok sevinmek. ...
Ağzı laf yapmak
– kolay konuşma yeteneği olmak
– inandırıcı söz söyleme yeteneği olmak ...
ağzı oynamak
– bir şeyler yemek
– konuşmak. ...
ağzı paça olmak
– argo. Sevinmiş, keyifli olmak.
– argo. Cinsel duyguları uyanıp zevk duymak. ...
Ağzı sulanmak
– imrenmek
– yeme, içme isteği artmak
– Bir şeyi yeme, ya da elde etmek isteği duymak, ona imrenmek ...
Ağzı süt kokmak
– çok genç ve toy olmak ...
ağzı varmamak
– söylemeye, açıklamaya gönlü elvermemek. ...
Ağzı yanmak (birinden, bir şeyden)
– bir şeyden veya kişiden büyük zarar görmek
– O şeyden (ötürü) zarar görmek, olumsuz yönde etkilenmek. ...
ağzına almak
– yemek, içmek
– söylemek ...
ağzına atmak
– yemek için ağzına koymak ...
ağzına bakakalmak (birinin)
– sözlerine hayran olmak. ...
ağzına baktırmak (birinin)
– kendini zevkle dinletmek. ...
ağzına bir kemik atmak
– birini küçük bir çıkarla susturmak. ...
Ağzına bir parmak bal çalmak
Bir kimseyi tatlı vaatlerle, önemsiz şeylerle oyalamak, avutmak. ...
Ağzına bir şey (çöp) koymamak
Hiçbir şey yememiş olmak. ...
Ağzına burnuna bulaştırmak (bir işi)
Bir işi becerememek, berbat etmek, bozmak. (Kars. Yüzüne gözüne bulaştırmak.) ...
ağzına gem vurmak
– susturmak, söyletmemek. ...
ağzına kilit takmak (vurmak)
– susmak
– susturmak. ...
ağzına koymamak
– bir şey yememek veya içmemek ...
Ağzına sakız olmak
– Bir kimsenin devamlı konuştuğu bir konu durumuna gelmek, dedikodu konusu olmak. ...
Ağzına sıçmak
öfkelenilen bir kimseye büyük zarar verecek bir iş yapmak. ...
Ağzına sürmemek (koymamak) (bir şeyden)
Söz konusu bir yiyecek, içecekse ondan hiç yememek, içmemek. ...
Ağzına vur, lokmasını al
çok yumuşak başlı, sessiz, aciz (kimse). ...
Ağzına yakışmamak
Ayıp sayılan ya da hayrete düşüren sözler söy lemek. ...