Ayakkabı ayağı rahatsız etmek. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
ayaklama
– Ayaklamak işi. ...
Ayaklar attına almak (bir şeyi)
önemli, kutsal, değerli şeyleri şiğne mek, hişe saymak. ...
Ayakları dolaşmak
bk. Ayağı dolaşmak. ...
Ayakları yere basmak
Gerçekşi, sağduyulu olmak. ...
ayaklarının (veya ayağının) ucuna basmak
– çok yavaş, sessiz, gürültü yapmamaya özen göstererek yürümek ...
ayaklı aydınlatma aracı
– lambader ...
ayaklı mani
– İlk dizesinde yalnız ayağı söylenerek düzülen mani. Bunların kimilerinde “adam aman” sözünden sonra uyağı söylenerek birinci dize oluşturulur. Dize sayıları; 3, 4, 5, 6 olabilir. D ...
Ayakta tutmak (bir şeyi) (birini)
1. Ortadan kalkmasının, çökmesinin önüne geçmek, sürekliliğini sağlamak. -2. Sağlıklı olmasını, iş yapabilmesini sağlamak. ...
Ayakta uyumak
Olup bitenlerin farkına varamayacak kadar dalgın ve şaşkın durumda bulunmak ...
AYALAMA
Avuçlama ...
AYALEMA
Bir tür kürek ...
AYAMA – KORUMA
Himaye ...
AYAMAMA
istanbulun Güneşli köyünde bir dere ...
ayarlama
– Ayarlamak işi, kalibraj
– Düzene koyma, regülasyon
– Bir ölçü aracının gösterdiği değerleri, ölçek olarak kabul edilen ya da doğruluğuna güvenilen başka bir araca göre düzenleme.
& ...
ayarlamak
– Bir ölçünün doğruluğunu belli bir örneğe göre düzeltmek, doğrulamak
– Ölçü aletlerinin derecelendirilmesi.
– Ölçü aletlerinin hatasının bulunması.
– Ölçü aletlerinin gelişi g ...
ayartmak
– (-i) Baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmak
– Kandırmak.
– Birini, çalıştığı yerden ayırıp başkasının yanında çalışmaya kandırmak.
– Uyarmak, ikaz etmek. ...
ayazda kalmak
– soğukta kalmak
– argo boş yere beklemek
– argo eline bir şey geçmemek ...
ayazlama
– Ayazlamak işi ...
ayazlamak
– (nsz) Hava ayaza çevirmek.
– Ayazda kalıp üşümek.
– argo Boş yere beklemek, eline bir şey geçmemek.
– Serinlemek. ...
AYAZMA
Rumların kutsal saydıkları kaynak veya pınar ...
Aybaşı olmak
Adet kanaması başlamak; adet görmek. ...
Ayda yılda bir namaz, onu da şeytan komaz
“çok seyrek olarak iyi bir iş yapmaya kalkar, fakat bir bahane bularak ondan da cayar.” anlamında. ...
aydınlatma
– Aydınlatmak işi.
– tiy. Sahnelerin ışıklandırılması işi.
– Nesneler ve çevrelerinin görülebilmesi amacıyla ışık uygulanması.
– Bir yerleşim yerindeki konutların, konut dışınd ...
Ayıbını yüzüne vurmak
Bir kimsenin hatasının yüzüne* karşı söyle mek. ...