Yiyeceğinden, giyeceğinden keserek para biriktirmek. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
Dişini sıkmak
Güçlük ve sıkıntılara katlanmak, dayanmak. ...
Dişini tırnağına takmak
çok büyük güçlüklere, sıkıntılara, katlanmak; bütün gücünü kullanmak. ...
disk atma
– spor. Atletizmde disk fırlatma yarışması
– Gerilerden gelerek, istenildiğinde gövde ekseni üzerinde dönerek hız kazandıktan sonra, atma döngüsü içinde ilerleyip avuçta taşınan diski iler ...
divani kırması
– Divani yazının basitleştirilmiş bir türü ...
Divanıhümayun
– tarih. Padişah divanı. ...
division mark
bölüm imi ...
diyabet uzmanı
– tıp. Şeker hastalığı alanında uzmanlaşmış hekim, diyabetolog ...
diyaliz makinesi
– Kan diyalizi yapmaya yarayan araç ...
Diyeceği olmamak
Bir itirazı, söyleyecek herhangi bir sözü bulunma mak. ...
diyet uzmanı
– Kişinin sağlığını korumak ve düzeltmek amacıyla beslenmesini düzene koymasını sağlayan kişi, diyetisyen. ...
Dırıltı çıkarmak
Kavga, tatsızlık şıkmasına neden olmak. ...
dış plazma
– biyoloji. Bir hücre içerisindeki sitoplazmanın farklılaşmış dış katı
– (Yun. ektos: dışarda; plasma: biçim) Bir hücre içerisindeki sitoplâzmanın çevresel bölgesi. Ektoplâzma.
– Bir ...
Dışa vurmak (bir şeyi)
1. Onu belli etmek, tutum ve davranışların dan, bir şeyin etkisinde olduğu belli olmak. -2. Duygularını saklama yı p belli etmek. . ...
Dışarı uğramak
Kendini bir anda dışarı atı vermek. ...
dışlama
– Dışlamak işi.
– hariçte bırakma
– Bir deneylemede deneysel değişkenin etkilerinin çıkarılması, bk. içleme.
– eliminasyon ...
dışlamak
-i Bir kimse veya bir toplum, bir kimse, bir durum, bir düşünce vb.ni yok saymak, ilgilenmemek
– Kuşanılmış şeyi çıkarmak. ...
dızlamak
-i Dolandırmak, çarpmak, soymak ...
dızman
– sıfat, halk ağzında. İri yapılı, uzun boylu, şişman ...
Dobra dobra (söylemek, konuşmak)
Hiç şekinmeden, sakınmadan, gerçeği, düşündüklerini olduğu gibi (söylemek). ...
document format
belge biçimi ...
document management
belge yönetimi ...
doğaçlama
– Doğaçlamak işi, emprovizasyon.
– zf. Birdenbire, düşünmeden, içine doğduğu gibi, doğaçtan, doğmaca, irticalen, emprovize
– tiy. Yazılı metni olmayan, kararlaştırılmış taslağı, yeri ...
doğaçlamak
– Birdenbire ve içine doğduğu gibi söylemek, irticalen dile getirmek.
– O anda şiir söylemek, irticalen şiir söylemek.
– tiyatro. Bir metne dayanmadan içe doğduğu gibi konuşmak ve oy ...
doğallaşmak
– Doğal duruma gelmek, tabiileşmek ...