“Söz, konuşma hakkın paran ölçüsündedir.” anlamında. ...
Arama Sonucu – "Para kısıtlanması "
parankima
– anatomi. Özek dok
– Fransızca. parenchyme ...
paranoit
– sıfat. Paranoya ile ilgili
– Paranoyaya tutulmuş
– Fransızca. paranoïde ...
paranoya
– Abartılı gurur, kuşku, güvensizlik, bencillikle belli olan bir ruh hastalığı
– Fr. paranoïa ...
paranoyak
– Paranoyaya tutulmuş kimse
– Paranoya ile ilgili.
– Fr. paranoïaque
(Paronayak) ...
parantez
– Ayraç.
– mec. Konunun dışında kalan söz ve yazı
– Fr. parenthese ...
Parantez açmak
– söz veya yazının içine, sözü edilen konu ile ilgili bir bölüm koymak.
– mec. anlatılan konudan farklı bir şey söyleneceği zaman kullanılan bir söz ...
parapent
– spor. Yamaç paraşütü
– Fransızca. parapente ...
Parapleji
– İki taraflı alt ekstremite felci
– her iki alt bacağın felci
– Bel salıklığı
– İng. paraplegia ...
parapsikoloji
– ruh bilimi. Doğaüstü olayları araştıran, telepati, gaipten haber alma, duyu dışı algılama, geleceği görebilme vb. olayları inceleyen ruh bilimi
– Fransızca. parapsychologie ...
parapsikolojik
– sıfat, ruh bilimi. Parapsikoloji ile ilgili
– Fransızca. parapsychlogique ...
parasal
– sıfat. Para ile ilgili, para bakımından, mali, nakdî, akçasal ...
parasempatik
– sf. Parasempatik sinir sistemi ile ilgili olan.
– Otonom sinir sisteminin parasempatik sinirleriyle ilgili
– Fr. parasympathique
– İng. parasympathetic ...
parasempatik sinir sistemi
– anat. Kalbin atışlarını yavaşlatan, sindirim sistemini, salgıları düzenleyen yaşatkan sinir sistemini oluşturan, iki sistemden biri ...
parasempatik sinir sistemi
– anat. Kalbin atışlarını yavaşlatan, sindirim sistemini, salgıları düzenleyen yaşatkan sinir sistemini oluşturan, iki sistemden biri.
– (Yun. para: yanında; sympathes: hoşlanma duygusu) S ...
parasempatik sinir sistemini uyarıcı
– Muskarinik ve/veya nikotinik kolinerjik almaçları (kolinoseptörleri) doğrudan veya dolaylı biçimde uyaran ve bu almaçları taşıyan hedef hücrelerde asetilkolinin etkisine benzer etki gösteren i ...
Parasetamol
– Panadol
– Asetaminofenin ticari adı.
– ing. paracetamol
...
Parasını çıkarmak
Bir şey, kendisi için ödenen parayı karşılayacak kadar yarar sağlamak. ...
Parasını sokağa atmak
Kar getirmeyen bir işe, mala para yatırmak. ...
Parasız pulsuz
1. Hiç parası, malı mülkü olmayan; yoksul, züğürt 2. Hiç para rıareamadan, bedava. Para tutmak ...
parasız yatılı
– sıfat. Öğrenim giderleri, yatacak yer ve yemeği devletçe karşılanan (öğrenci) ...
parasoley
– Güneşlik ...
Parasomnia
– Tıp, İlaç. Uyku sırasında sinirsel ve kasların aktivitesi sonucu oluşan istemsiz fiziksel aktivite. (Uyku sırasında bağırmak, uyurgezerlik) ...
Paraşüt
– Hava taşıtından veya yüksek bir yerden atılan bir cismin veya atlayan bir insanın kontrollü biçimde yere inmesini sağlayan araç.
– Fr. parachute ...
paratirin
– bk. paratiroit hormunu
– (Yun. para=öteki ,Yun. thyreos = kalkan,) Fosfor ve Ca metabolizmasını ayarlayan bir hormon olup paratiroyid bezinden salgılanır.
– Fr. parathyrine
– ...