– Ejderha
– tarih. Batı ordularında, atlı veya yaya olarak çarpışan asker sınıfı ...
Arama Sonucu – "Yerel ağ"
drop messages
iletileri iptal et ...
duagu
duacı, dua eden. ...
dudak (dudağını) bükmek
– Bir şeyi beğenmediğini, küçümsediğini belli etmek, umursamamak, pek aldırış etmemek
– Ağlayacak gibi olmak. ...
Dünyadaki en yüksek dağ
– Everest ...
durağan
– sıfat. Yerini değiştirmeyen, yerli, hareketsiz, sabit
– sıfat, mecaz. Etkin olmayan, gelişmemiş.
– sıfat, fizik. Akışmaz ...
durağan yıldız
– sabite ...
düşman, yağı
– Hasım ...
düzensiz, dağınık
– savruk, karışık, intizamsız, kemrik ...
dynamic storage allocation
dinamik bellek ayırma ...
EAG
Avrupa Havacılık Grubu ...
EAP-EAG
Avrupa Atom Birliği ...
echelüminkaragöz
. zırcahil. ...
EDAGüL
(Tür.) Ka. – (bkz. Eda). ...
Efkar dağıtmak
– Kaygıyı, üzüntüyü, tasayı neşelenerek, eğlenerek gidermeye çalışmak. ...
Efradını cami, ağyarını mani
(esk.) “Gerekli her tür şeyi işeren, ge reksizleri konu dışı bırakan” tanım işin söylenir. ...
Ekmeğine yağ sürmek (bir şey, birinin)
– Birinin yararına göre eylemde bulunmak, istemese de birinin işine yarayacak biçimde hareket etmek ...
Ekmek aslanın ağzında
“Geçimini sağlayacak bir iş bulmak ve para kazanmak çok zor.’ anlamında. ...
Eli ağır
1. Yavaş iş yapan (kimse). -2. Eliyle vurduğunda acıtan kimse; ağır elli. ...
Eli ağzında kalmak
çok şaşırmak, şaşırıp kalmak. ...
Eli ayağı (kolu) bağlı kalmak
1. Bir şey yapamayacak durumda olmak. -2. Yardıma olması, çözüm bulması gereken bir konuda, hiçbir şey yapamamak. Eli ayağı buz kesilmek ...
Eli ayağı düzgün olmak
Bedence, görünüşçe kusursuz olmak, iyi görünmek. ...
Eli ayağı titremek
” Korkur sinir, vb. yüzünden heyecanlanmak. Eli ayağı tutmak ...
Eli ayağı(na) dolaşmak
Telaştan, heyecandan ne yapacağını şaşırmak, saşma sapan işler yapmak. ...
Eli kolu bağlı olmak (durmak, kalmak)
üzerine düşen ya da üzerine aldığı bir görevi çeşitli nedenlerle yapamayacak durumda olmak. ...