Beğenmemek , azımsamak , küçümsemek ...
Arama Sonucu – "a mak"
BURCUMAK
Güzel koku yaymak ...
burdurmak
-e Burma işini yaptırmak. ...
burdurulmak
– Burulması sağlanmak ...
burgulamak
-i Burgu ile delmek, delik açmak ...
burgulanmak
– Burgulama işine konu olmak, burgu ile delinmek ...
burkmak
-i Bir şeyi burar gibi ekseni etrafında döndürmek
– Burkulmak
-i, mecaz Bazı yiyecekler, ağza kekre tat vermek ...
burmak
-i Bir şeyi iki ucundan tutup ekseni etrafında ters yönlere çevirerek bükmek
-i İğdiş etmek
-i Ağza kekre tat vermek
-i Mide, bağırsak sancımak.
-i Acıtmak. ...
Burnu bile kanamamak
Büyük bir kazayı herhangi bir yara bere al madan atlatmak. ...
Burnundan kıl aldırmamak
– Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek ...
Burnundan solumak
– çok öfkelenmek, sinirlenmek. ...
Burnunu kırmak
Kibirli bir kimseyi güç duruma sokup, artık büyüklenemez duruma getirmek. ...
Burnunu sokmak (bir şeye)
– Kendisini ilgilendirmeyen işe karışmak.
– gerekmeden her işe karışmak ...
burnunun dibine sokulmak
– çok yaklaşmak, iyice yaklaşmak ...
Burnunun direği kırılmak
Pis koku yüzünden rahatsız olmak ...
Burnunun direği sızlamak
çok üzülmek. ...
buruklaşmak
– Buruk bir durum almak ...
burulmak
– Ekseni çevresinde döndürülmek
– Sancımak, ağrımak
-e, mecaz Alınarak küskünlük göstermek, gücenmek ...
Burun kıvırmak (bir şeye)
– önem vermemek, küçümsemek, beğenmemek ...
burunlamak
-i Dışlamak
-i Aşağılamak.
-i Sivriltmek. ...
burunlatmak
-i Sivri duruma getirmek ...
buruşmak
– Düzgünlüğü bozulmak, üzerinde kırışık ve katlamalar oluşmak
– Ağızda kekrelik duymak.
– mecaz. Tiksinmek, hoşlanmamak ...
buruşturmak
-i Buruşuk duruma getirmek ...
buydurmak
-i, halk ağzında
– Dondurmak, çok üşütmek ...
BUYMAK
çok üşümek ...