Soğuktan donmak ...
Arama Sonucu – "a mak"
Büyük oynamak
1. Büyük para ile kumar oynamak. -2. Bir işe risklerini, zararlarını göze alarak girişmek. ...
buyurmak
-e, -i Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek
-e, -i Söylemek, demek, düşüncesini bildirmek
-e Gelmek, gitmek, geçmek, girmek
-i Almak
– yardımcı fiil. Etmek, ...
Buz üstüne yazı yazmak
Süresi ve etkisi pek az olan bir iş yapmak, sözleri etkisiz kalmak. ...
buzağılamak
– Sığır yavrulamak ...
Buzdolabına koymak (bir şeyi)
Bir sorunun çözümünü ileri ki bir tarihe bırakmak. (Kars. Askıya almak.) ...
buzlanmak
– Buzla kaplanmak, buz tutmak ...
buzlaşmak
– Buz durumuna gelmek ...
buzullaşmak
– Buzul durumuna gelmek ...
çabalamak
-e Güç bir durumdan kurtulmaya uğraşmak.
-e Bir işi başarmak için uğraşmak, gayret etmek ...
caddeyi tutmak
– herhangi bir sebeple bir yoldan geçişi engellemek, kapamak
– korkulu bir durumda başını alıp gitmek, uzaklaşmak ...
cadılaşmak
– Kadın huysuzlaşmak.
– Bitki, bakımsızlıktan yabanileşmek ...
çağırmak
-i Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemek, seslenmek
-e, -i Herhangi birinin bir yere gelmesini istemek, davet etmek
– Binmek için bir araç istemek
– halk ağzında. Yüksek sesle ...
çağırtmak
-e Çağırma işini yaptırmak
– Yüksek sesle duyurmak, dellal bağırtmak. ...
çağlamak
– Su, köpürerek ve ses çıkararak coşkun bir biçimde akmak
– mecaz. Coşmak
– Tahmin, takdir etmek, hesaplamak, tasarlamak.
– Zamanı beklemek, bulmak. ...
çağmak
-e, halk ağzında. Güneş ışığı vurmak ...
çağrılmak
-e Çağırma işi yapılmak ...
çağrışmak
-le Birbirini çağırmak.
– Hep birden bağırarak yaygara etmek ...
çak olmak yırtılmak.
caka satmak
– gösteriş yapmak, çalım satmak ...
cakalanmak
– argo. Caka satmak ...
çakılayazmak
– Çakılır gibi olmak ...
çakıldamak
– Sürtünen, yuvarlanan çakıl taşları gibi ses çıkarmak ...
çakılıp kalmak
Bulunduğu yerde uzun süre kımıldamadan kalmak, hareketsiz durmak. ...
çakılmak
-e Çakma işine konu olmak
-e Hızla düşüp saplanmak
– argo. Ortaya çıkmak, farkına varılmak, anlaşılmak. ...