– sırça ...
Arama Sonucu – "bir kişilik müzik"
çamur atmak (sıçratmak) (birine)
Birini kötü bir işe bulaşmış gösterip lekelemeye çalışmak, iftira etmek. (Kars. Kara çalmak, leke sürmek.) ...
Can atmak (bir şeye, bir şey yapmaya)
– şiddetle arzu etmek, çok istemek
– Onu elde etmeyi, herhangi bir duruma kavuşmayı çok istemek. ...
Can dayanmamak (bir şeye)
1. Kötü, aa bir durum karşısında da yanıklılığını yitirmek. -2. Sevinşli bir durumdan hoşnut olmak. ...
Can evinden (evine) vurmak (yıkmak) (birini)
En duyarlı yerinden saldırmak, en hayati noktasından yaralamak. ...
Can kulağı ile dinlemek (birini, bir şeyi)
Anlatılanları iyice kavrama ya çalışarak, dikkatlice dinlemek. ...
çanak tutmak (açmak) (bir şeye)
– davranışları veya sözleriyle kötü bir sonuca yol açmak ...
Canı çekmek (bir şeyi)
Onu istemek, arzulamak, ona imrenmek. (Kars. Ağzı sulanmak, gönlü çekmek.) ...
Canı gitmek (bir şeye)
özen gösterilen, üzerine titrenen bir şeye za rar gelecek diye çok kaygılanmak. ...
Canı istemek (bir şeyi)
– Bir şeyi yapmaya ilgi, heves duymak.
– Bir şeye karşı içinde istek uyanmak. ...
Canından etmek (birini)
– Onun ölümüne yol açmak, onu öldürmek. ...
Canını dar atmak (bir yere)
Tehlikeli durumdan güçlükle kurtularak bir yere sığınmak. ...
canlı müzik
– Gazino, lokal vb. yerlerde yemek sırasında bir veya birkaç müzisyenin çalgı ve sesleri ile parçaları seslendirmesi. ...
çapraza getirmek (birini)
Onu tuzağa düşürmek. ...
çarığı ters giydirmek (birine)
bk. Pabucu ters giydirmek. ...
çarşur etmek (bir şeyi)
Elindeki parayı vb’yi gereksiz yerlere harca yıp tüketmek. ...
cebabire
zorbalar. ...
Cebinden çıkarmak (birini)
Zeka, bilgi, beceri vb. bakımlardan söz konusu kimseden üstün olmak. ...
Cebine indirmek (atmak) (bir şeyi)
Hakkı olmayan bir şeyi kendine mal etmek. ...
CEBiR
– Zor, zorlayış.
– Artı ve eksi gerçek sayılarla, bunların yerini tutan harfler yardımıyla nicelikler arasında genel bağlantılar kuran matematik kolu: Bilinen en eski cebir kitabı, Harezm ...
cebire
– Kırık ve çıkık kemikleri yerinde tutmak için kullanılan tahta, mukavva veya tenekeden yapılmış, üzeri sargıyla kaplanan levha, süyek, koaptör.
– eskimiş. Rayları iki ucundan birbirine ba ...
cebirsel
– sıfat. Cebirle ilgili ...
cebirsel ifade
– matematik. Cebirsel deyim
– Cebirsel simgeleri ve işlemleri içeren ifadeler, denklemler, fonksiyonlar ...
çekeceği olmak (birinden, bir şeyden)
Karşılaşacağı kötü durumlar olmak. ...
çekidüzen vermek (üstüne başına, bir yere)
Dağınık bir yeri, üstünü başını düzgün duruma getirmek, düzeltmek. ...