Bir şeyi gerektiğin de kullanmak üzere bir yere koymak, biriktirmek, saklamak. ...
Arama Sonucu – "gizli yer köşe bucak"
Bir köşeye şekilmek
Etkin görevi bırakmak. (Kars. inzivaya şekil mek.) ...
bir nesnenin uzayda kapladığı yer
– uzaö ...
Bir yerde
Belli bir aşamada, belli bir noktada, bir bakıma. ...
bir yerden kurtulma
– kurtuluş, halas, necat ...
bir yere çağırma
– çağrı, davet, celp ...
bir yerin ileri gelenleri
– bk. ayan
– bk. erkan ...
Biryerde toplanıp yığılma
– birikme ...
Boş yere
Boşuna, gereksiz yere; boşu boşuna. ...
boş yere
– zarf. Boşuna ...
BUCAK
– Kenar, köşe, yakın yer
– esk. İlçelerin, bir müdürle yönetilen bölümlerinden her biri, nahiye.
– Türkiye’nin yönetim örgütünde en küçük yönetim bölgesi.
– Köşe, bucak, ...
bucak bucak
– zarf. Her yerde, her yanda, her tarafta ...
Bucak bucak aramak (birini)
Onu her yerde aramak. ...
bucak bucak kaçmak (saklanmak) (birinden, bir şeyden)
bir olay, bir durum veya bir kimseyle karşılaşmamaya çalışmak ...
bucak döşşeği
– Minder ...
BUCAK-SARDA-SALDA
Burdurda bir göl ...
buluşma yeri
– Buluşulacak yer ...
Burnu yere düşse almaz
– kendini beğenmiş, kibirli. ...
Burnunda tütmek (bir şey, yer, kimse)
– Onu çok özlemek, istemek, aramak; gözünde tütmek. ...
bursiyer
– Burslu
– Fransızca. boursier ...
bursiyerlik
– Bursluluk ...
büstiyer
– Bayanların ceket vb. kıyafetlerinin içinde kullanılan çarpıcı, göz alıcı, işlemeli kumaştan yapılmış askılı veya askısız üstlük
– Fransızca. bustier ...
buyer
– alıcı firma
– satın alan kişi
– alıcı
– müşteri
– satın alma görevlisi
– satın almacı
– alan ...
büyük balık avlama yeri
– dalyan ...
çabucak
– Vakit geçirmeden, kısa sürede, aceleten, acilen, alelacele, anında, bir anda, bir çırpıda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikas ...