Kendine aşırı bir değer ver mek. ...
Arama Sonucu – "küfrân–ı nimet"
Fırsatı ganimet bilmek
önüne çıkan fırsatlardan hemen yararlan mak. ...
ganimet
Savaşta kazanılan mal ...
Kendini fasulye gibi bir nimetten saymak
Kendini önemli biriymiş gibi görmek. ...
minimetre
– teknik. Silindir biçimindeki nesnelerin iç çaplarını denetlemekte kullanılan ölçü aleti ...
nimet
– İyilik, lütuf, ihsan, bağış
– Yaşamak için gerekli her şey
– Yiyecek, içecek, azık, özellikle ekmek.
– mecaz. Yararlanılan imkân
– Mutluluk, saadet ...
Nimeti ayağıyla tepmek
çok yakınına gelmiş fırsatların, iyi durumların değerini bilmemek. ...
Nimeti bozuk
Kötü ya da islenmeyen bir işi yapacağı sezilen (kimse]. ...
nimetşinas
– sf. esk. İyilikbilir (kimse).
– Ar. (nimet) + Far. (şinas) ...
NiMETULLAH
(Ar.) Er. – Allahın nimeti. ...
velinimet
– Birine, etkisi yaşadıkça sürecek bir iyilik ve bağışta bulunan kimse ...